Müteselsil borç 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu (“TBK”) “A. Müteselsil borçluluk” başlıklı 162. maddenin “I.Doğuşu” kısmında “Birden çok borçludan her biri, alacaklıya karşı borcun tamamından sorumlu olmayı kabul ettiğini bildirirse, müteselsil borçluluk doğar. Böyle bir bildirim yoksa, müteselsil borçluluk ancak kanunda öngörülen hâllerde doğar.” şeklinde tanımlanmış olup; buna göre mütselsil borçluluk, bir borç karşısında borçluların her birinin borcun tamamından sorumlu olmayı kabul ettikleri takdirde yahut kanunda öngörülen hallerin mevcudiyeti ile doğacaktır. Müteselsil borçluluk halinin var olduğu durumlarda müteselsil borçlu olan davalılardan bir yahut birkaçına karşı kesilen zamanaşımının diğer borçlulara karşı da kesilmiş sayılıp sayılamayacağı konusunda zamanaşımı kesilmesine ilişkin TBK “II.Birlikte borçlulara etkisi” başlıklı 155. maddeye bakmak gerekmektedir.
TBK 155. madde “Zamanaşımı müteselsil borçlulardan veya bölünemeyen borcun borçlularından birine karşı kesilince, diğerlerine karşı da kesilmiş olur…” hükmü uyarınca birden fazla kişinin müteselsil olarak bir borçtan sorumlu oldukları hallerde, müteselsil borçlulardan birine karşı kesilen zamanaşımı diğerine karşı da kesilmiş sayılacaktır.
Bu hususta Yargıtay 9. Hukuk Dairesi 2014/23638 E. ve 2015/33690 K. sayılı kararında “6098 sayılı Yasanın 155. maddesindeki düzenlemeye göre ister birden fazla kişi birlikte bir zarara sebep olsun ister aynı zarardan çeşitli nedenlerle sorumlu olsunlar bu kişiler hakkında müteselsil sorumluluğa dair hükümler uygulanacak olup müteselsil borçlulardan birisine karşı kesilen zamanaşımı diğerine karşı da kesilmiş sayılacaktır. Dolayısıyla 6098 sayılı Yasa, 818 sayılı Yasanın aksine eksik teselsülü kabul etmemiş, sadece tam teselsüle yer vermiştir. Şu hâlde 4857 sayılı Yasanın 2. maddesinde, asıl işveren ile alt işverenin ödenmeyen işçilik alacaklarından müteselsil sorumluluğu öngörüldüğünden, 6098 sayılı Yasanın 155. maddesi dikkate alındığında asıl işverenin yaptığı zamanaşımı def’inden alt işverenin de yararlanması gerekecektir. Ancak alacak 818 sayılı yasa döneminde doğmuş ise eksik teselsül hükümlerine göre hareket edilmesi gerekir. Bu durumda ise asıl işverenin zamanaşımı itirazından alt işveren yararlanamaz.” denmekte olup söz konusu karardan da anlaşıldığı üzere, Yargıtay kararlarında müteselsil borçlulardan biri için kesilen zamanaşımının diğerleri için de kesilmiş sayılacağı kabul edilmektedir.