Efes



Efes, İzmir’in Selçuk ilçesinde bulunmaktadır. Tarihi ise milattan önce 6000′ lere kadar gider. Hristiyanlık açısından da önemlidir. İncil’de adı geçen, ve Hz. İsa’nın yardımcılarının bulunduğu bir kaç kentten birisidir. Aslında burayı 3 farklı döneme göre değerlendirmek gerekir. Bunlar; Neolitik, Helenistik ve Roma dönemleridir. Ama genel olarak günümüzde bir çok kişi helenistik ve roma dönemi eserlerini görmektedirler. Efes antik kenti, aslında büyük bir ticari hacme sahip antik kenttir, ama menderes nehrinin getirdiği alüvyonlar ile liman dolmaya başlamış ve gerilemiştir. Liman için temizleme çalışmaları İmparator Hadrian tarafından yaptırılsa da durum engellenemez. Ulaşımı gayet kolay biryerdedir. İzmir’den selçuk merkeze trenle gidip oradan da minibüsler ile gayet ulaşabilirsiniz

Ani



Kent, Kars merkezine 42 km uzaklıkta bulunmanktadır. Buluduğu yer dolayısıyla ticarete ve şehri savunmaya elverişli bir konumdadır. Bundan dolayı bir cazibe merkezi olmuştur diyebilir. Ayrıca ipek yolunun da buradan geçmesi, burasının bir bağlantı görevi görmesi kente çok büyük katkı sağlamıştır. Ve kültürel ve dini motiflerin de bir arada bulunduğu çok önemli bir yerdir. Zamanının Ermeni hükümdarlarının ve sonrasında Selçukların yaptırdığı yapılar bir arada görülebilmektedir. Camiler, kiliseler ve katedraller bir aradadır. 4500 metre uzunluğunda 8 metre yüksekliğinde surları olan bir kentmiş Ani. Yakınındaki su kaynakları ve sahip olduğu konumu ile Ani, ortaçağda hep önemli bir yere sahip olmuş.

Hattuşaş



Burası bir Hitit kentidir. Çorum merkezine yaklaşık 80 km uzaklıktadır. Zamanında Hitit devletinin merkez noktasıydı ve başkentiydi. Ayrıca Unesco Dünya Mirasları listesinde de bulunmaktadır. İlk olarak dünyaya adının duyurulması 1834 yılında yabancı bir arkeolog tarafından gerçekleştirilmiş, ve ağırlıklı olarak yine yabancı arkeologların çalışmaları bir çok alan ve eser gün ışığına çıkartılmıştır ve kent günümüzdeki görünümüne kavuşmuştur. Yapılan kazılarda ayrıca farklı dönemlere ait bir çok kalıntıya rastlanmıştır, bunlar; Frig, Asur, Hitit, Hatti, Bizans, Galat ve Roma döneminden kalma kalıntılardır. Kentte bir çok yazıt, kabartma eserler, çivi yazıları ve kale,kapı, tapınak gibi büyük önemli yapılar bulunmaktadır. En önemlilerinden biri ise tarihteki ilk anlaşmalardan Mısır ve Hititler arasında yapılan Kadeş antlaşmasının metni burada bulunmuştur ve şu anda İstanbul Arkeoloji müzesinde sergilenmektedir.

Göbeklitepe



Göbeklitepe, kent olmaktan çok bir külttür. Toplanma alanı, yaşam merkezi gibi bir yerdir. Kent olmasa da kentlerin önünü açmış, tarihimize tam anlamıyla ışık tutmuş bir yerdir. Önemi ise bildiğimiz tarihi değiştiren bir özelliğe sahip olmasıdır. Şu andaki çalışmalara göre medeniyetimizi yaklaşık 12.000 yıl öncesine götürmekte. Göbeklitepe, bugüne kadar avcı toplayıcı insan toplulukları hakkındaki fikirlerimizi değiştirecek derece önemli bilgiler barındırır.

Milet



Milet, Aydın ili, Söke ilçesi sınırları içerisinde Söke’ye 30 km. uzaklıkta ve Akköy yakınlarındadır. Milet kuruluşunda bir liman kenti olmakla beraber, Büyük Menderes nehrinin getirdiği alüvyonlarla liman doldurulduğu için bugün denizden içeride bulunmaktadır. Kentte bulunan yapılar arasında 15.000 kişilik kapasitesi olan ve son yıllarda onarılmaya başlanan Roma çağı yapısı Tiyatro, M.S. 1. yüzyılda inşa edilmiş Roma Hamamları, ana dini merkez olan Delphinion, Kuzey Agora, M.S. 1. yüzyıla ait Ionik Stoa, Capito hamamları, Gymnasium, 2. yüzyılda inşa edilen Bouleterion, 164x196 m. boyutlarındaki Güney Agora, M.S. 2. yüzyılda yapılan Faustina Hamamı önem kazanır.

Knidos



Muğla’nın Datça ilçesinde bulunan bir antik kenttir. Bu kentin özelliği ise bilime, sanata önem vermesi ve bu alanda önemli insanlar yetiştirmesidir. Astronomi ve matematik alanında ünlü bilim insanı Eudoksus, tıp bilim insanı Euryphon, ressam Polygnotos ve dünyanın yedi harikasından biri olan İskenderiye Feneri’nin mimarı Sostratos da buralıydı. Ayrıca şehir yönetimi Pers’lerin istilasından korktukları için yarım adayı tamamen ada haline getirmek isteyip başarısızlıkla sonuçlanan bir projeye kalkışmışlardır. Bir çok Helenistik ve Roma antik kentinde olduğu gibi burada da çeşitli tiyatrolar ve tapınaklar bulunmaktadır.

Çatalhöyük



Çatalhöyük neolitik döneme kadar uzanan antik bir kenttir. Akdeniz bölgesindeki ilk şehirlerdendir ve şu ana kadar neolitik döneme ait en iyi korunmuş yerleşimdir. Konya’nın güneydoğu bölgesinde yer alan Çatalhöyük’ün nüfusunun 10,000’e ulaşmış olduğu tahmin edilir. Binalar birbirine oldukça yakın olarak kurulmuştur.

Zeugma



Zeugma, eski Commagene krallığındaki 4 önemli yerleşim yerlerinden biridir. Bölge ismini Fırat nehrine köprü oluşturan bir dizi tekneden yani Zeugma’dan alır. Bölge Büyük İskender’in generallerinden biri olan Seleucus Nicator tarafından kurulmuştur. Nüfusunun en yoğun olduğu dönemde, 80,000 insan barındırdığı söylenir. Günümüz şehri Gaziantep bölgesinde yer almaktadır.

Olimpos



Genel olarak çoğu antik kentlerde görüldüğü üzere burası da bir liman kentidir, hemen deniz kıyısındadır. Helenistik dönemde kurulmuştur. Şehirde genel olarak Helenistik dönem, Roma dönemi ve Likya’lıların özellikleri görülmektedir. Zaman zaman korsanların şehri kontrol altına almasından sonra bir Roma komutanı şehri korsanlardan temizlemiş ve daha yaşanılabilir bir yer haline getirmiştir. Şehrin adına ait Likya paraları basılmıştır. Olympos, hem doğanın, hem tarihin keyfini çıkarıp burayı gezebilirsiniz.

Myra


Antalya'nın Kale (Demre) ilçesinde bulunan Kaş - Finike arasındaki çarpıcı kaya mezarlarıyla ünlü Myra Noel Baba'nın yani Aziz Nicholaos'un doğduğu yerdir. Myra'nın görkemli tiyatrosu oldukça sağlam olarak günümüze kadar gelebilmiştir. Arkasındaki dik dağın yamacında kurulan tiyatronun caveası büyük ölçüde kayalara oyulmuştur. Tiyatro daha sonraları arena olarak da kullanılmıştır. Kaya mezarlarıyla ünlü Myra'da mezarlar hemen tiyatronun üzerinde ve doğu taraftaki nehir nekropolü denilen yerde olmak üzere iki yerde toplanmıştır.

Afrodisias



Afrodisias adında birçok antik kent vardır fakat en ünlüsü Aydın Karacasu'da bulunanıdır. Türkiye'nin en ünlü fotoğrafçısı Ara Güler'in tesadüfi biçimde bölgede kaybolması ile bulunmuştur.
Aydın ili, Karacasu ilçesi, Geyre Mahallesi sınırları içinde yer alan Aphrodisias Antik Kenti, Menderes (Meander) Irmağı’nın bir kolu olan Dandalaz (Morsynus) Çayı’nın oluşturduğu bereketli vadide, denizden yaklaşık 600 metre yükseklikte bir plato üzerinde yer almaktadır. Tarih boyunca, içinde bulunduğu nehir havzasının doğal özelliklerinden beslenen kentin Antik Dönem’deki en büyük zenginlik kaynağını ise kentin kuzeyinde, Babadağ eteklerinde yer alan mermer ocakları sağlamıştır.

Yerleşim tarihi MÖ 5. bin yıl ortalarına kadar uzanan Aphrodisias, MÖ 6. yüzyılda küçük bir köy görünümünde iken, MÖ 2. yüzyılda Menderes Vadisi'ndeki yoğun şehirleşme döneminde kent devleti (polis) statüsü kazanmıştır. MÖ 1. yüzyılda Roma ile yakın ilişkilere sahip olan Aphrodisias, daha sonra Roma İmparatoru olarak Augustus unvanını alacak olan Octavian tarafından “Tüm Asya’dan kendime bu kenti seçtim.” sözleriyle koruma altına alınmış ve Roma Senatosu tarafından MÖ 39 yılında vergi muafiyeti ve özerklik gibi ayrıcalıklar tanındıktan sonra hızla gelişmeye başlamıştır.

Aphrodisias’ın arkeolojik önemi, Geç Helenistik Dönem’den Roma ve Bizans dönemlerine kadar süren yoğun bir fikir ve değer alışverişini gözler önüne seren, büyük ölçüde mermerden inşa edilmiş yapıların ve bunlarla ilişkili kabartma ve yazıtların istisnai ölçüde iyi korunmuş olmasından gelmektedir. Aphrodisias, MS 1.-5. yüzyıllar arasında bütün Akdeniz dünyasında büyük üne kavuşan, başta Roma olmak üzere, İmparatorluğun dört bir yanında imzalarını taşıyan eserleri bulunan heykeltıraşlar yetiştirmiştir. Mermer ocaklarının kente eşine az rastlanır derecede yakın olması, Aphrodisias'ın mermer heykel sanatı için yüksek kaliteli bir üretim merkezi haline gelmesinin önemli bir nedenidir. Bu özelliği sayesinde Roma İmparatorluğu’nun Asya Eyaleti’nde, dönemin mermer sanatı ve mimarisinin tüm yönleriyle araştırılıp anlaşılmasını sağlayan kentlerden biri olmuştur. Kente adını veren ve kent kimliğinin gelişiminde önemli rol oynayan Aphrodite kutsal alanının ve kentteki özgün Aphrodite kültünün de Akdeniz Havzasında geniş bir alanı kültürel açıdan etkilediği bilinmektedir.

Bu özellikleri nedeniyle, Aphrodisias Antik Kenti yaklaşık 2-3 km. kuzeydoğusunda bulunan antik mermer ocakları ile birlikte 2017 yılında Dünya Miras Listesi’ne kaydedilmiştir.