Bazen susmak gerek.

Bazen acıları YÜREĞİNE gömüp, tepeden insanları seyre çıkmak gerek.

Bazen ölüyü kendi haline bırakmak ve tabutu nasıl pislediğini görmek gerek.

Bazen konuşmak gerek. İçine senelerdir attığın, haksızlıkları, aşağılanmaları, yanlış anlamaları, yüzüne gülüp arkandan kuyunu kazananları bazen silkelemek gerek.

Bazen birlik olmak gerek. Ne için yaşıyoruz sözcüğünü unutmadan sıkıca sarılmak gerekir hayata bazen. Etle tırnak gibi olup kenetlenerek gelen taşa, sopaya, hain sözlere aldırmadan beraberlik ruhunu taze tutmak gerek bazen.

Bazen dik durmak gerek. Onurunla yaşamak adına, sevgi adına, güzellik adına, yiğitlik adına bazen değerlerinden nokta taviz vermeden yüreğini ortaya koymak gerek bazen.

Bazen yardımsever olmak gerek. Aç gezen bir çocuğun karnını doyurmak, bir yaşlının elinden tutmak, birine kucak açmak, birinin yüzünde tebessüm olmak gerek.

Bazen çıkıp kırlara koşmak gerek. Derin derin nefesleri çekip içine doğayı içmek gerek bazen. Çam olmak, çimen olmak, toprak olmak, ağaç olmak, güneş olmak gerek bazen.

Bazen adam gibi oturup ağlamak gerek, eğer ağlanası bir durum varsa.

Bazen çenen yoruluncaya kadar gülmek gerek. Her zaman sevmek gerek.

Her zaman insan olmak, her zaman kendini bilmek, her zaman sağduyulu olmak, her zaman düşünmek gerek bu dünyayı, öbür dünyayı yediğinle, içtiğinle, giydiğinle, egon ve kıskançlıklarınla, kozlarınla, nefretinle değil. Hak yemeden, anlamak, dinlemek, değer vermek, doğru algılamak, iyi niyeti suistimal etmeden, başını yastığa koyunca rahat uyuman için İNSANCA yaşamak gerek her zaman.