Türkiye hem siyasi hem de ekonomik açıdan epey zorlu günler yaşıyor. Bilinir ki; özellikle ekonomik kriz dönemlerinde boşanmalar artar. Yine bilinir ki; genel yılgınlık, bıkkınlık ve umutsuzluk hali ilişkileri etkiler. Toplumsal kaygılar, ilişkiler için de bir ‘uyaran’ olur. Böyle günlerde ilişkiler nasıl etkilenir? Hangi önlemleri almalı? İşte ipuçları...
1. ODAKLANMA AZALIR
Ülkenin durumuyla fazla ilgilenmek kişinin ilişkisine odaklanmasını zorlaştırır. Daha önce ilişkisiyle daha ilgili olan bireyler, kendilerini siyasi olayların akışına kaptırınca sevgiliyi ister istemez ihmal eder. Yine siyasetle ilgilenin ama sevgiliyi de ihmal etmeyin.
2. GÖRÜŞ AYRILIKLARI
Normalde siyaset hakkında hiç konuşmayan çiftler birden analize başlar. Partnerler arasındaki siyasi görüş ayrılıkları daha fazla dile getirilmeye başlanır. İş şiddetli kavgalara, kavgalar da ayrılıklara yol açabilir. Bu nedenle demokrasiyi önce ilişkinizde sağlayın. Fikirlerinize saygı gösterin.
3. GELECEK ENDİŞESİ
Yılgınlık ve bıkkınlık hali artınca, ilişkiyi besleyen en önemli unsur olan hayal kurma ve geleceğe dair plan yapma olanağı ortadan kalkar. Çiftler sıkıntılı bir döneme girer. Ama unutmayın, hiçbir kötü durum sonsuza dek sürmez. Siz yine hayal kurmaya devam edin. En fazla biraz gecikir.
4. ERTELEME DURUMU
Planların (evlilik tarihi gibi) ekonomik kriz nedeniyle gerçekleşememesi psikolojik sıkıntı yaratır. Umutsuzluk genel bir baskı unsuruna dönüşür. Çiftin birbiriyle konuşamaz hale gelir. Oysa yeni durumu kabullenmek gerekir. Sonuçta ilişkiniz kapı gibi ayakta. Asıl sahip çıkmanız gereken ilişkiniz.
5. TEK BAŞINA PLAN
Çiftlerden biri, geleceğe dair radikal planlar yapabilir. Örneğin, yurt dışında yaşamak için çeşitli yollar bulmaya çalışır. Partneri bu plana karşı çıkarsa, çatışmalar yaşanabilir. Burada bir tercih yapmak gerekir. Eğer gerçekten niyetinizden vazgeçmiyorsanız, ilişkinizden vazgeçmelisiniz.
6. BAĞLAR ZAYIFLAR
Bu karşı çıkış, çiftin arasındaki bağların zayıflamasına neden olabilir. Artık ortak bir gelecekleri kalmamıştır. Umutsuzluk arttıkça ilişkiye olan ilgi azalır, ilişkiye olan ilgi azaldıkça umutsuzluk artar. İş tam bir kısır döngü haline gelir. Bu noktaya gelmeden önce duruma el atmak gerekir. Konuşmaktan başka da yol yoktur.
7. SANCILI AYRILIK
Böyle bir kısır döngüde cesaretli olan taraf ayrılıktan söz eder. Ne yazık ki ilişkilerde bu kelime bir kez söylendi mi geri dönüş yoktur. Ve bu ayrılık sancılı olur, sürekli gelgitler yaşanır. Oysa ayrılığa gelene kadar yapılacak çok şey vardır. Unutmayın, siz sadece birbirinizden değil, ortak yaşamınızdan da ayrılıyorsunuz.
8. HAKLI-HAKSIZ TARTIŞMASI
Defalarca ayrılıp barışmak ilişkiyi beslemez, aksine yıpratır. Bu yüzden ayrılık kelimesi ağızdan son noktada çıkmalıdır. Ayrıca haklı-haksız tartışması gereksizdir. İlişkin elden gidiyor, her zaman sen haklı olsan ne yazar? Birbirinize sarılın, aranızdaki bağı sıkı tutun.
9. RAKİP OLMA HALİ
Çiftler birbirinin rakibi değil, tarafı olmalıdır. Siyasi açıdan farklı olabilirsiniz. Tarafı olduğunuz kişi ya da parti kazansa bile bu süreçte sevgilinizi o kadar kırmışsınızdır ki aslında kaybeden siz olmuşsunuzdur. Zar zor bulduğunuz bu mutluluğu siyasi hesaplarla yitirmeyin.
10. MÜCADELE ETMEK
Vazgeçmek en kolay yoldur. Siz mücadele etmeyi seçin. Siyasi başarılar da mücadeleyle gelir, unutmayın. Üstelik her türlü krize aşkla direnmek en iyi yoldur. Sonuçta ilişkiniz yürümese bile, “Mücadele etmedim, ondan yürümedi” demezsiniz