Alçak gönüllülük kendini dev aynasında görmemektir. Alçak gönüllülüğün olduğu yerde kibir ve gururdan eser olmaz. Alçak gönüllü insanlar, yaptıkları davranışlarla kendilerini küçültmezler, meziyetlerini azaltmazlar. Aksine bu insanlar karşısındaki kişinin gözünde daha da yücelirler. İyi niyetleri ve gönül okşayan davranışları ile insanların saygı ve sevgisini kazanırlar.


Alçak gönüllü insan kendi değerini bilir, meziyetlerinin farkındadır. Ancak bunları herkesin içinde ilan etmekten, bunlarla övünmekten çekinir, sıkılır. Bu huy, kendini olduğundan farklı göstermek istememesinden kaynaklanır.


Meyvesi olan ağaç, başını eğer demiş atalarımız. Alçak gönüllülüğün önemini ve güzelliğini bildiğimiz halde acaba ne kadar alçakgönüllü olabiliyoruz? Şöyle bir düşünelim günlük hayatımızda bizi övdüklerinde nasıl karşılık veriyoruz? Ya da sokakta gördüğümüz üstü kirli bir çocuğun başını okşayabiliyor, tanımadığımız bir garibanın halini hatırını sorabiliyor muyuz?


İnsanları sınıflandırmadan kendimizden küçük görmeden onlara elimizi uzattığımızda da alçak gönüllülüğümüzü göstermiş oluruz. Bu alçak gönüllülük bizi yüksek gönüllü bir insan yapar. Kalbi sıcak olana herkes sıcak davranır.