Tarih, geçmişte yaşayan toplulukların yaşadığı olayları yer, zaman belirterek, neden-sonuç ilişkilerini araştıran ve aktaran bir bilim dalıdır


Her insan yaşadıkları doğrultusunda tarihe derin izler bırakır Bu izler, gelecek kuşağın yoluna ışık tutar, yolunu aydınlatır Böylece yapılan hatalar, yanlışlar insanlara bir yol gösterir Aynı hatayı tekrarlamamamızı sağlar, hayat standartlarını yükseltir Bir toplumun geçmişi hakkında ne kadar çok bilgisi varsa, o kadar güçlü demektir Toplumun gücü, tarihinde gizlidir Bir Çin atasözü der ki; “Tarihini ve düşmanını bilmeyen millet, kolayca düşer, yok olur”


Tarih, tüm insanlığın hatıra defteridir Geçmiş ile gelecek arasındaki sarsılmaz bir köprüdür Bugün ve yarın için bizlere bakış açısı kazandırır Aynı zamanda toplumsal hafızayı da güçlendirir Tarih, tek başına bir bilim değildir Tarihe yardımcı olan bazı bilim dalları vardır Paleografya, finoloji, kronoloji ve beşerî coğrafya tarihe yardımcı bilim dalları arasındadır


Tarih, sadece geçmişten ibaret değildir Gelecek ve şimdiyi de kapsamaktadır Mevlana da bu konuda şöyle demiştir;” Dünle beraber gitti düne ait ne varsa, bugün yeni şeyler söylemek gerek”


Okumak, yazmak kadar tarih bilmek de önemlidir Onu okumak, geleceği sulamak gibidir Bizler de tarihimizi iyi bilmeli, geçmişten dersler çıkararak, aynı hatayı tekrarlamamalıyız Unutmamalıyız ki; tarih değil, hatalar ve yanlışlar tekerrür eder.