Göreceli’ yi mutlakla olan bağlanıldığından ayırıp, onu tek başına mutlaklaştıran felsefi görüşe verilen ad.
Rölativizm nesnelerin, fenomenlerin ve süreçlerin birbirleri arasındaki tüm bağıntıların ve ilişkilerin öğrenilebileceğini, ancak nesnelerin, süreçlerin vb. kendilerinin bilinemeyeceğini ileri sürer. Bu yüzden rölativizm için, bilgi edinen özneden bağımsız, mutlak bir hakikat ( doğruluk) yoktur. Her bilgi, görecelidir ve her durumda bilgi edinen özneye bağlı olduğu için, son tahlilde, özneldir. Rölativizmin temelinde genellikle öznel-idealisttir tavır yatar ve varacağı yer kaçınılmaz olarak agnostisizm’ dir; ayrıca nesnel hakikatin yadsınmasına dinle dünya görüşü düzeyinde uzlaşılmasına yol açar.
Rölativizm etik’ te genel ahlak normlarının ve töresel değerlerin yadsınmasına yol açar.
Rölativizm, genellikle toplumsal ve bilimsel gelişmenin duraklama, çökme dönemlerinde ortaya çıkar ve her zaman, çağını doldurmuş ideolojilerin bir parçasıdır. Emperyalizmin felsefesinin pozitivizm, pragmatizm ve varoluşçuluk gibi akımlarında, güçlü rölativizm eğilimlerine rastlanır.
Maddeci diyalektik, mutlak ile görecelinin bütünlüğünden hareket ettiği ve insan bilgisi mutlak doğruya gitgide yaklaşan göreceli doğrular olduğu için, bilginin göreceliliğini (görecelilik) kabul eder.