Çocuk, kişiliğin temelini oluşturan ilk ruhsal yapıyı 0-6 yaşlarında oluşturmaktadır. Çocuğun ruh sağlığının önemi, bu dönemden sonra ilk yaşıtlarıyla birleştirip ruhsal yapısını tamamlayarak yaşamını sürdürür. Çocuğun kendi başına bir fert olduğunu hissedip ilk izlenim ve yaşantılarını kazandıracak anne-baba, daha sonra ailenin diğer bireyleridir. Günümüzde yapılan araştırmalar göstermiştir ki, çocukla onu yetiştiren arasındaki ilişkinin çocuğun gelişiminde rolü büyüktür. Çocuğun anne-baba ile sağlıklı ilişkiler içinde geçireceği ilk yıllar, onun geleceğinin en önemli güvencesidir. Başta anne olmak üzere diğer aile bireyleri, olumlu ya da olumsuz etkileriyle çocuğu gelecekte yaşamını sürdürmeye aday olarak hazırlamakta ya da onun gelecekte mutsuzluğun temellerini artmaktadır.
Çocuk erişkin insanın küçük bir örneği değildir. Çocuğun sürekli değişen ve gelişen bir birey olduğu göz önünde bulundurularak farklı yaşlarda farklı ruhsal özellikleri olduğu bilinmelidir. Yani çocuğun ruh sağlığı açıklanırken onun gelişimsel özelliklerini de bilmek gerekir. Örneğin, korku çocukluk çağında sıklıkla görülen ruhsal bir durumdur. Karanlıktan, öcüden korkan çocuk yargılanmaz ama bu korkuları yetişkin biri gösterdiğinde pek normal sayılmaz ya da iki yaşındaki bir çocuğun istediğini elde etmek için yere yatıp tepinmesi o çağ için normal görülürken yetişkin bir insanın bunu yapmasına nasıl bırakılabilir? Bu nedenle çocuk davranışını yetişkin davranışına göre değerlendirmek yanlış olur. Çocuk kendine özgü özellikler göstermekle kalmaz, hızlı ve şaşırtıcı değişmeler gösterir. Üç yaşındaki bir çocuk ile beş yaşındaki bir çocuk gelişimsel özellikler yönünden birbirine benzemez. Görülüyor ki, Çocukta ruh sağlığının değerlendirilmesi, gelişim dönemlerinde beliren ruhsal niteliklerin ayrıntıları ile bilinmesine bağlıdır.
Çocukların fiziksel sağlıklarının yanı sıra ruh sağlıklarının da normal sınırlar içinde bulunması gelecekte sağlıklı bir toplumun oluşması anlamına gelir. Ruh sağlığı yerinde olan toplumda eğitimci ve yönetici kadrolarında çalışacak olan bu kişilerin ülkeyi daha iyi yarınlara götürmeleri mümkün olabilir. Ruh sağlığı normal olarak büyüyüp gelişen çocuklar, anne-baba olduklarında yine ‘normal’ diye tanımladığımız sınırlarda çocuklar yetiştirebilir. Her çocuk ayrı bir dünyadır. Çocuk yetiştirmek ise en kutsal, en büyük, en zor, hayat boyu devam ettirilmesi gereken en önemli sanattır. Gelecek açısından düşünüldüğünde bu konunun önemi her geçen gün daha iyi anlaşılmaktadır. Daha doğacak çocuk anne karnında iken anne babaların kafasında birçok soru işareti oluşur. ” Kız mı? Erkek mi? Sağlıklı doğup büyüyecek mi? Ailemizde ve günlük hayatımızda nasıl bir değişiklik olacak? İleride nasıl bir insan olacak? Okul başarısı iyi olacak mı? Nasıl bir meslek sahibi olacak? Hayatta başarılı olacak mı? gibi sorularla çocuğu beklemeye koyulurlar. Çocuk dünyaya geldiğinde çocukla anne arasındaki ilişkinin çocuğun gelişimde rolü büyüktür. Duygusal yönden sağlıklı bir anne için çocuk olmak normal bir durumdur. Anne çocuğunu bir hediye alarak benimser. Problemli bir anne için ise çocuk; yeni bir problem, bakım isteyen bir obje, bir sorumluluk veya bir ceza olarak kabul edilir. Bu yüzden bu tip anneler başlangıçta erken teşhis edilip tedavi edilirse, yetişmekte olan çocuğa yardım edilmiş olur.