İmparatorluktan Cumhuriyet'e geçişin önderi Atatürk büyük bir devrime soyundu. Ancak "geçiş sürecininzorunlulukları"ve döneminuluslararasıkoşulları"nedeniyleortaya birdemokrasiçıkmadı.

"Ebedi Şef'in" 15 yıllıkCumhuriyetiktidarının ardından idareyi yine serbest ve genel seçimsiz devralan İsmetİnönü'nün "Milli Şef" dönemi başladı.

Bu dönemde de Cumhuriyet'in demokrasi açısından imparatorluktantek farkı adıydı. Hatta halk, monarşinin gerisine düşen uygulamalara şahit oldu.

Ancak İnönü, İkinci Dünya Savaşı'nın ardından "gelmekte olana" direnmeme basireti gösterdi. 1946'da, her ne kadar "Açık oy gizli sayım" ilkesi uygulansa da Cumhuriyet'i sandığagötürdü...

Dört yıl sonra yapılan ve ilkine göre daha "serbest" olan seçimde de iktidarı halkın seçilmiştemsilcilerine devretti.

Menderes 10 yıl ülkeyi yönetti. Ta ki askeri vesivil bürokrasi, iktidar seçiminin halka bırakılmasıhalinde bir daha asla ülkeyi yönetemeyeceklerini anlayana kadar...

Yanlarına akademiyi, yargıyı, basını ve "solcu" öğrenci gruplarını alan cunta, 27 Mayıs 1960'ta ABD desteğiyle halkıniktidarına el koydu.
***Malum, süngüyleiktidarı almak mümkündüancak süngününüstünde oturulmuyordu.
O halde el mecbur yapılacak seçimlerde, halkınyerli elitlerin vedost emperyalistlerinistemediklerini seçmesi ihtimaline karşı yapısal tedbirler alınmalıydı.

Mesela, halkın "inadına" seçtiği sivil siyasitemsilcilerin icraatlarına "yerindelik denetimi" gibi kılıflarla engel olacak bir yargı kurumu...

"Devletin ideolojikaygıtı" olarak örgütlenmişakademi, sendikalar,dernekler ve hattadevrimci bir sokakmuhalefeti...

Başardılar...
İmparatorluktan Cumhuriyet'e geçişin 37. yılında "ikinciCumhuriyet" diye kutladıkları bu ara dönem yıllarca sürdü...
Türkiye on yıllar sürecek istikrarsızlık, ekonomik kriz, terör, darbe ve az gelişmişlik girdabının içinde debelendi durdu.
***Nihayet, Türkiye'nin Cumhuriyet'e geçiş çırpınışı bitti bitiyor...
16 yıllık iktidarında Türkiye'yi bufasit daireden çıkartmak için mücadele eden Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan yüzdü yüzdü kuyruğuna geldi.

Bugün de yemin ederek, seçildiği birinci TürkiyeCumhurbaşkanı görevine başlayacak.
İktidarını rahatrahat aldığı haldedeğiştirme cesareti gösterdiğieski sistemi bütünüyletarihin tozlu raflarına kaldıracak.

Halkın sandıkta seçtiği siyasi temsilcileriyle kendini yönetme hakkını, yani "Cumhuriyet erdemini"kurumsallaştıracak.

Umudumuzu artıransa, Türkiye Cumhurbaşkanı'nın bu dönüşüm sürecine halkınyaşayan, kolektifaklını dahil etmesi. Zira Türkiye siyaseti bu haftadan itibaren, bürokrasi mekanizmalarının dışındaki yüzlerce sivil, yeniyepyeni isimle tanışacak!

Yalnızca Türkiye'dedeğil Türkiye'yi yaşayan,geleceği burada,değişimde, bağımsızlıktagören hiçbir yurttaşınbu başarıya ortakolması için engel yok... Tabii ki son yargımız olmuş önyargılarımız dışında..