Yeni bir araştırma, yaşamın tarihine dair günümüzden fazla uzakta tarihlere ışık tuttu. Bilim insanları, mikroskobik canlıların bildiğimiz yaşam standartlarından çok ayrı bir ortamda, milyonlarca sene karanlıkta yaşadıklarını açıkladılar. İnsanın bilinen tüm tarihi, laf konusu vakit diliminde sadece bir kıvılcım değin kalıyor.
Dünya üzerindeki yaşamın, insanlar olmadan önce de var olduğuna belirlenmiş olduğumuz bir çağdayız. Bizden milyonlarca yıl öncesinde bu gezegene hükmeden canlılar, fazla bambaşka ortamlarda yaşıyorlardı. az kalsın her türün genetik olarak akrabalık bağlarına sahip olduğu canlılar, yani mikroorganizmalar ise yaşamlarının büyük kısmını karanlıkta geçirdiler.
Hala okyanus tabanlarında, güneş ışığının zerresinin ulaşmadığı noktalarda, yani hemen hemen mutlak karanlıkta yaşayan mikroskobik canlılar var. Bu canlıların büyük bir kısmı, Dünya üzerinde yaşamın oluşmaya başladığı dönemlerde yaşamış mikroskobik atalarının torunları. Belki onlar karanlıkta olduklarının farkında olan değiller; ama bizler, kendimizi yeryüzünün en egemen türü olarak tanımladığımız 21. yüzyılda, Dünya’nın daha da karanlık bir geçmişe sahip olduğunu anladık.
Araştırmacılar, bakteriler de dahil almak üzere mikroskobik organizmaların, bitkilerin karada yayılmaya başladıkları 2 ila 400 milyon yıl öncesine dek yeryüzündeki en hakim tür olduklarını açıkladılar. Laf konusu süre dilimini kafanızda canlandırmanız için küçük bir bilgi: Irk olarak bizler en geç 300 bin yıl önce yeryüzünde görüldük, bahsi geçen ise milyon ve milyar yıllar. Dahası 300 bin yıla değin geçmişte yaşadığımız bilgisi de hala bir kuram.
Bahsi geçen dönemdeki yaşam hakkında daha fazla veri sahibi olduğumuz son araştırma, günümüz popülasyonundan 10 katı kadar artı olan bir canlı nüfusunu ortaya çıkarttı. Bu canlılar ise mikroskobik canlılardı. Aberdeen ve Edinburgh Üniversiteleri’nde görevli olan araştırmacılar, milyarlarca yıl her tarafında yaşamın nasıl değiştiğini bilmek için gezegendeki mevcut yaşamın varlığına dair verileri kullandılar.
Bunun için atmosferin ve okyanusların kimyasal bileşimlerindeki değişimleri, kayalarda saklanan kalıntılar aracılığıyla tahlil eden bilim insanları, ayrı yaşam formlarının nasıl ortaya çıktığını bilmek için ter döktüler.
Dünya üzerindeki yaşamın, tek hücreli organizmalar ile birlikte takriben 3,8 milyar yıl önce başladığı düşünülmekte. Dinozorlar ise yalnızca 230 milyon yıl önce ortaya çıktılar, en eski memelilerden milyonlarca yıl sonra evrimleştiler.
Yeraltında yaşayan karanlık etraf organizmaları şimdi yeryüzünün en büyük ikinci hayat formunu oluşturuyorlar. Araştırmanın yazarlarından olan Prof. John Parnell, “Yeraltındaki yaşam, yeryüzünün normu oldu. Yakın zamana kadar en büyük habitat yer aşağı yaşıyordu” diyor.
Bilim insanları tarih öncesindeki yaşamı bir buz dağına benzetiyorlar, yeryüzünden daha artı yer aşağı yaşamış canlı türü olduğundan söz ediyorlar.
Kim bilir, ola ki de atmosfer gibi üstünde kilometrelerce kalınlıkta buz tabakası olan gezegenlerin derin sularında, başat bir nesil olarak hayata tutunan mikroskobik canlılar vardır. Ola Ki de bu gezegenler, dünyanın genç dönemini andırıyorlardır.