Galata Kulesi
Galata Kulesi hakkında bilgi vermeden önce kısaca bulunduğu bölgeyi anlatalım. Galata Bölgesi’nin geçmişi de sur içi kadar eskiye dayanır. Osmanlı döneminde çoğunlukla Hıristiyanların oturduğu bir yerleşim bölgesi olarak bilinen Galata, daha öncesinde 1273 ve 1453 yılları arasında Cenevizlilerin ticaret kolonisi olarak kullandığı surlarla kaplı bir bölgeydi.
Galata’nın adının nereden geldiği konusunda çeşitli rivayetler bulunmaktadır. Bunlardan en çok kabul göreni “Galatlar” kavminden gelenlerin bu bölgeye yerleştiği ve isimleri bu topraklara verdiği yönündedir. Bir diğer kabul gören rivayet ise Bizans döneminde süt üretim yeri anlamına gelen “galasüde” kelimesinden geldiği yönündedir. Bizans Döneminde gerçekten de bu bölgede süt üretimi yapılmış olması bu rivayetin birçok kişi tarafından kabul görmesine yol açmıştır.
Galata Kulesi Tarihi
Eski Galata Kulesi, 528 yılında Bizans İmparatoru Anastasius tarafından fener kulesi olarak inşa edilmiştir. Ancak bu kule 1202-1204 yılları arasındaki Dördüncü Haçlı Seferleri sırasında İstanbul’u ele geçiren ve yağmalayan Latinler tarafından büyük oranda zarar görmüş ve yıkılmıştır. Bugün Galata Kulesi’nin bulunduğu yere yakın bir bölgeye inşa edilmiş olan kule bazı kaynaklarda bugünkü kule olarak gösterilse de bu yanlıştır.
Günümüzde hala ayakta olan kule Cenevizliler tarafından 1348 yılında Galata Surları’na ek olarak inşa edilmiştir. Kule dokuz katlı olup yüksekliği 66,90 metredir, duvarlarının kalınlığı ise 3,75 metredir. Kulenin bir diğer adı da İsa Kulesi’dir. Evliya Çelebi’nin Seyahatnamesi ‘ne göre Hezarfen Ahmet Çelebi Galata Kulesi’nin üzerinden tarihteki ilk kıtalar arası uçuşu gerçekleştirmiştir. Toplam 6 kilometre mesafe kat eden Hezarfen Ahmet Çelebi, uçuşunun ardından Üsküdar’a inmiştir.
1717’den başlayarak kule Osmanlı tarafından yangın gözetleme kulesi olarak kullanılmıştır. 1875 yılında bir fırtına sonrası çatısı yıkılmış, 1965 yılında restore edilene kadar kullanılmamıştır. Bugün altında kafeler olan ve enfes bir İstanbul manzarası sunan kule, İstanbul’un siluetinin de önemli bir parçasıdır.