Krizalit; bir biyoloji terimidir. kökeni fransızca dilinden gelmektedir.

Kelebek olmadan önce bir böceğin, koza veya kozasız olarak geçirdiği başkalaşma durumu

Krizalit hakkında bilgiler
Krizalit, bazı böceklerde tırtılın kendi çevresine ördüğü koza içindeki devinimsiz, kelebeğe ya da böceğe dönüşme evresindeki durumu. Pupa olarak da bilinir.

Birçok kelebek türünün tırtılı, gelişimini genellikle beş büyüme evresinden sonra tamamlar. Her evre bir deri değişimiyle tamamlanır. Olgunlaşan tırtıl, beslenmeyen bir krizalit evresine geçer. Krizalit genellikle toprak üzerinde, bir bitki sapına bağlı olarak gelişir. Bu sırada krizalit içinde kelebek olgunlaşır. Bir süre sonra krizalit çatlar, ıslak bir ortamda içinden kısa kanatlı bir kelebek doğar ve kelebek oluşur.

Aynı şey uğur böceğinde de oluşur. Uğur böceğide kelebek gibi başkalaşım geçiren hayvanlardır. Uğur böceği yaprağa benzeyen bir şeyde yumurtası vardır. Sonra Larvalar oluşur. larva 30-60 gün sonra kendisini kozaya bırakır. Kozada Pupapupalar geliştikçe içinden uğur böceği çıkar.

Krizalit tanımı, anlamı:
Kelebek : Pul kanatlılardan, vücudu, kanatları ince pullarla ve türlü renklerle örtülü, dört kanatlı, çok sayıda türleri olan böceklere verilen genel ad. Vida, somun vb. nesnelerde kolayca çevrilmeye yarayan bölüm. Geviş getiren hayvanların karaciğerlerinde yerleşip en çok öd yollarını tıkayan bir cins asalak hayvan. Biçim olarak bu böceklere benzeyen. Bu hayvanın neden olduğu hastalık.

Koza : İpek böceğinin ördüğü ve içine kapandığı korunak. İçinde tohum veya krizalit bulunan korunak, kozalak.

Durum : Bir şeyin içinde bulunduğu koşulların hepsi, vaziyet, hâl, keyfiyet, mevki, pozisyon. Ad soyundan kelimelerin birbirleriyle edatlarla ve fiillerle ilişkilerini belirleyen biçim, hâl. Duruş biçimi, konum, tavır. Bireyin toplum içindeki ilişkileriyle belirlenen yeri.

Kriz : Bir organda birdenbire ortaya çıkan fizyolojik bozukluk, akse. Bir şeyin çok kıt bulunması durumu. Bir ülkede veya ülkeler arasında, toplumun veya bir kuruluşun yaşamında görülen güç dönem, bunalım, buhran. Çöküntü. Bir şeye duyulan ani ve aşırı istek. Bir kimsenin yaşamında görülen ruhsal bunalım.

Kozasız : Kozası olmayan.

Başkalaşma : Başkalaşmak işi. Oğulcuk evresinden ergin olana değin bir hayvanın geçirdiği biçim ve yapı değişimleri, istihale, metamorfoz.

Böcekler : Vücutları baş, göğüs ve karın olarak üç bölgeye ayrılan, duyargaları birer, kanatları ikişer, ayaklarıyla ağız parçaları üçer çift olan eklem bacaklılar sınıfı, haşerat.

Tırtıl : Bir şeyin kenarına çizilen zincir gibi çiçeklerden yapılmış olan süs. Pulların veya metal paraların kenarındaki kertikleri oluşturan çıkıntılardan her biri. Palet. Maraş işi veya diğer elbise nakışlarında kullanılan altın, gümüş gereç. Çevresinde kertikler bulunan ve işlenecek parça üzerine bastırılarak bu kertiklerin izini parçaya basmaya yarayan çelik disk. Yumurtadan çıkan kelebek kurtçuklarının ilk durumu.

Çevre : Yağlık. Aynı konu ile ilgisi bulunan kimselerin tümü, muhit. Hayatın gelişmesinde etkili olan doğal, toplumsal, kültürel dış faktörlerin bütünlüğü. Bir birimden önce veya sonra gelen aynı türden birimlerin tümü, bunların oluşturduğu küçük grup, kontekst. Kişinin içinde bulunduğu toplumu oluşturan ortam. Bir kimse ile ilişkisi bulunanlar, muhit. Düzlem üzerindeki bir şekli sınırlayan çizgi. Bir şeyin yakını, dolayı, etraf, periferi.

Devinim : Bir toplumdaki olayların ana özelliğini, varlık biçimini belirleyen toplumsal süreçlerin bütünü. Bir düşünce sürecinin başlaması, hareket. Durağan bir noktaya göre devinmekte olan bir nesnenin durumu, devim, hareket. Zaman içinde durum değiştirme. Bir ruh durumundan başka bir ruh durumuna geçiş. Devinme işi, hareket.

Dönüşme : Dönüşmek işi, tahavvül. Benzeşme.