Güzellik ve aşkın tanrıçası Venüs, bir o kadar da kıskançtır (Yunan mitolojisinde Aphrodit). Yeryüzünde ondan daha güzel bir genç kadın olduğuna dair söylentiler duyar. Bunun üzerine küplere biner ve oğlu Cupid'i (Yunan mitolojisinde Eros) kıza yollar. Ona der ki;

"Bu kızı aşk oklarınla vur ve onu bu dünyadaki en çirkin yaratığa aşık et!"

Cupis annesine karşı gelemez ve oklarını alıp yeryüzüne iner. Tam kızı vuracakken oku elinden kayar ve sivri ucu parmağına batar. Cupid o an kıza deliler gibi aşık olur. Ancak, annesinin emri de açıktır. Bunun üzerine kızın, yani Psyche'nin evine bir mesaj gönderir.
Bunun tanrıların bir isteği olduğunu ve Psyche'nin hiçbir ölümlüyle evlenmemesi gerektiğini bildirir mesajda. Ayrıca, dağın en tepesine gidip evleneceği korkunç canavarla yaşamasının kaderine kazındığını da mesajda ekler.

Psyche kaderiyle yüzleşmek için dağın tepesine gider ve ulaştığında da her yerin karanlık olduğunu görür.Birden etrafını ılık bir rüzgar sarar ve aslında bir sarayda olduğunu fark eder. Sıcak bir banyodan sonra uykuya dalar.
Gece, Cupid onu ziyarete gelir. Geceler boyunca karanlıkta Cupid Psyche'yi ziyarete devam eder ve hep gün doğmadan ayrılır.
Günler geçtikçe Psyche kocasını yüzünü merak etmeye başlar. Ya kocası gerçekten iğrenç bir canavarsa?

"Neden beni merak ediyorsun?" der Cupid. "Seni sevdiğimi biliyorsun ve tek istediğim senin de beni sevmen."
Psyche de görmediği kocasını seviyordur aslında ama, günler ilerledikçe onu daha çok merak eder.
Bir gün kocası uyurken, bir mumu alıp Cupid'in yüzüne doğru tutar.
Kocası o kadar güzel ve tatlıdır ki, bu görüntü karşısında elleri titrer ve elinden kayan mum Cupid'in omzuna düşer. Acı içinde kolu yanmış olarak uyanan Cupid aşkına kalbi kırık bir şekilde son sözlerini söyler.

"Seni sevmiştim ve tek istediğim bana güvenmendi. Ama güven gitiğinde aşk da gider!" bu sözlerle birlikte kızı terk eder ve annesi Venüs'ün evine döner.
Onu sinir kriziyle bekleyen Venüs, emirlerine karşı gelip bir de kıza aşık olduğu için oğlunu bir mahkum gibi sarayında tutsak alır.
Günler ve geceler boyunca Psyche kaybettiği aşkını arar, ancak sonuç bir hiçtir. En sonunda Venüs'ün tapınağına gider ve ona yalvarır. Venüs ise hala daha çok kızgındır.
"Onayımı almak için sana vereceğim görevi yapmalısın!"der
"Bu kutuyu al ve yer altına git. Oranın kraliçesine şunu sor, Persephone, güzelliğinin bir kısmını bu kutuya koyar mısın?, ardından kutuyu al ve bana geri dön."
Psyche görevi kabul eder ve yeraltına iner.
İlerlerken bir ses duyar,
"Bu parayı sandalcı Charon'a vermek için al ve bu keki de Cerberus'u(3 başlı köpek)geçmek için al. Sakın unutma! Kutuya güzelliği koyunca onu sakın açma!". Böylece görevi başarır Psyche, ama yolda geri dönerken merakına bir kere daha yenik düşer ve kutuyu açar. Kutuyu açtığı anda da derin bir uyku onu sarar ve yere yığılır.

Bu sırada Cupid'in kolu iyileşmiştir. Koluyla birlikte kırık kalbi de iyileşmiştir ve böylece içindeki aşk yeniden tutuşmuştur. Annesinin sarayından aşkını aramak için kaçar. Onu bulduğunda, önce yıkılır, ancak ardından üzerindeki yoğun uykuyu alır ve onu kendine geri döndürür. Kıza dönüp;

"Bu kutuyu al ve anneme götür, tıpkı söz verdiğin gibi. Ben kısa zamanda döneceğim ve her şey yoluna girecek." der ve uçarak gider.

Cupid Jüpiter'e, tanrıların kralına, gider(Yunan mitolojisinde Zeus). Ona, Psyche'yi bir ölümsüz yapmasını ve evliliklerini kutsaması için yalvarır. Jüpiter bunu kabul eder ve Psyche'yi bir ölümsüz yapar. Ve böylece, Olimpos'ta yeni hayatlarına başlarlar.



Bu mitolojinin simgeledikleri:

Ruhun aşkı arayışıdır burdaki ana konu. Aşk Cupid, ruh da Psyche'dir. Zaten Psyche de ruh demektir. Günler ve gecelerce aşkını araması hikayedeki somut örnektir.
Ayrıca, ruhun gizemlere karşı duyduğu merakı da temsil eder. Okuduğunuz üzere Psyhce 2 kere merakına yenik düşüp başına iş açmıştır.