Robert Hooke, (18 Temmuz 1635 – 3 Mart 1703) Hem teorik hem de pratik açıdan yaptığı çalışmalarla bilimsel rönesansta büyük rol oynamış bir İngiliz bilim adamıdır.
Robert Hooke, bilim dallarından özellikle biyolojiye daha küçükken ilgi duymuştur. Daha sonra kilisede çalışan üç abisi gibi onun da iyi bir eğitim alıp kiliseye katılacağı düşünülüyordu. Ancak, ailesi, Hooke’un kronik baş ağrılarından dolayı çok yaşamayacağından korkup okuldan almışlardır.
Wight Adası’ndaki Freshwater’da doğan Hooke, ilköğretim eğitimini Isle of Wight’ta aldıktan sonra, 13 yaşında, Dr. Busby’nin altında Westminster Okulu’nda eğitimine devam etmiştir. 1653’te, Hooke, Oxford’daki İsa Kilisesi’nde koroculuk yerini aldı. Burada, Robert Boyle’la tanışıp onun asistanlığını yaptı.
Girdiği Oxford’da Royal Society’yi oluşturacak bir grup bilim adamının arasında kendisine bir yer edinmeyi ve kimyacı Boyle’un asistanı olmayı başaran Hooke, çağdaş anlamda ilk hava boşaltma pompası sayılan aracın yapımını başardı. 1662’de bir yıl üyeliğine seçileceği Royal Society’nin deney yönetmenliğine getirildi. 1664’te mekanik dersleri vermeye başladı, bir yıl sonra da Greshan College’da geometri profesörlüğüne atandı.
Katıların esnekliğine ilişkin kendi adıyla anılan ünlü yasayı açıklayan Hooke’un bir yandan küçüklüğünden beri süren sağlıksızlığı, bir yandan giriştiği üzücü tartışmalar, bir yandan da yeteneklerinin tükenmesi yüzünden yaşamının son yılları oldukça mutsuz geçti. Geçimsiz bir insan olan Hooke, bir zemberekli saat yapan Huygens’i kendi buluşunu çalmakla, Newton’u ise önce ışığın yapısıyla, daha sonra da çekim yasasıyla ilgili düşünceleri sahip çıkmakla suçlamıştır.
Hook Çağdaş anlamda hava boşaltma pompası sayılabilecek ilk aracın ve ilk barometrenin yapımını gerçekleştirmiş, termometrede sıfırın suyun donma noktasına karşı gelmesini önermiştir. Dönen bir silindir üzerine havanın basıncını, nemini, sıcaklığını ve rüzgârın hızını kaydedecek biçimde bir hava saati geliştirmiş ilk “kardan bağlantısı”nı üretmiştir. Hooke’un fizikteki diğer önemli buluşu katı cisimlerin esnekliğine ilişkin yasadır. Hooke yasasına göre katı cisimlerde bir kuvvet etkisiyle oluşan gerilim, uygulanan kuvvetin şiddetiyle doğru orantılıdır. Hooke ışığın dalga özelliği taşıyabileceğini öne süren bir kuram geliştirmiş titreşimin yayılma yönüne dik olduğunu ileri sürmüştür.
İnce saydam tabakalarda ışığın davranışın incelemiş, tabakanın kalınlığının ışığın rengi üzerindeki etkisini gözlemlemiştir. Hooke mikroskop yardımıyla yaptığı gözlemleri ayrıntılı çizimlerle aktarmış ve mantardaki arı peteği biçimli boşluklar için daha sonra biyolojinin en önemli kavramı durumuna yükselecek olan hücre sözcüğünü kullanmıştır. Jeoloji ve astronomi alanlarında da araştırmalar yapan Hooke, ayrıca ısınan cisimlerin genişlediğini ve havanın birbirlerinden oldukça uzakta bulunan parçacıklardan oluştuğunu ileri süren ilk bilimadamı olmuştur.
Önemi:
Hücreyi ilk keşfeden kişinin, genellikle, bir İngiliz mikroskopçusu olan Robert Hooke olduğu kabul ediliyor.
Bu çalışmasıyla Hooke, daha 27 yaşındayken İngiltere’nin en başta gelen bilim akademisi olan Kraliyet Akademisine girdi. Hooke’un cevaplamaya çalıştığı soruların arasında ağaç kabuğundan yapılan şişe mantarının nasıl olup da şişenin içindeki havayı o kadar iyi tuttuğuydu. Bir şişe mantarından incecik bir parça kesip onu mikroskop altında incelediğinde, bu kesitin gözenekli bir yapıda olduğunu gördü. Manastırlarda rahiplerin kaldığı hücrelere benzedikleri için, bu gözeneklere “hücre” adını verdi. Aslında Hooke, bir zamanlar canlı hücreleri çevrelemekte olan fakat şimdi ölmüş bitki dokusundan geriye kalan hücre duvarlarını görmüştü. Hook 1665 yılında mikroskobu icat etti.