Bu çalışma, erişkinlik dönemindeki benlik saygınızın (özsaygı) kökeninin bir çocuk olarak yetiştirilme şeklinizde olduğunu ileri sürüyor.
Özdeş (tek yumurta) ve özdeş olmayan ikizler üzerinde yapılan çalışmalar, benlik saygımızın, ebeveynlerimizden aldığımız genlerden etkilendiğini, hatta belki de biraz da çevresel faktörlerden etkilendiğini gösteriyor. Ve Kişilik ve Sosyal Psikoloji Dergisi’nde (Journal of Personality and Social Psychology), yapılan yeni bir araştırmaya göre, bu çevresel etkiler hayatın çok erken dönemlerinde kalıcı bir rol oynamaya başlamıştır.
Bern Üniversitesi’nden Ulrich Orth, ortalama olarak bir kişinin 0 ile 6 yaş arası ev ortamının- samimi ve duyarlı ebeveynlik; bilişsel uyarım; ve güvenli ve düzenli fiziksel çevre bağlamında- niteliği ne kadar iyi olursa yıllar sonra erişkinlik dönemlerindeki benlik saygılarının o denli fazla olduğuna dair kanıt rapor etmiştir.
Veriler, anneleri 1979’da ABD’de başlayan Ulusal Gençlik Araştırması’na kayıtlı olan, 1970 ve 2001 arasında doğan takriben 9.000 kişiden geliyor.
Orth, bu çalışmada katılımcı olan ve çocukları 0-6 yaşlarında olan annelerle kendi evlerinde gerçekleşen, iki yılda bir yapılan görüşmeleri analiz etti. Bu, ebeveynlerin samimi ve duyarlı ebeveynlik; bilişsel uyarım; ve ev güvenliği ve organizasyonu açısından katılımcıların erken çocukluk dönemi ev ortamının durumunun ölçülmesini sağladı. Orth ayrıca, bu dönemde anne ve baba arasındaki ilişkinin durumu; babanın varlığı ya da olmaması, anne depresyonu ve aile yoksulluğu gibi bağlamları da dikkate aldı.
Katılımcıların benlik saygısı ölçümü, 8 yaşına geldiklerinde başladı ve 27 yaşına kadar iki yılda bir olmak üzere devam etti. Anket araştırmacıları, 14 yaşına gelene kadar çocuklar için tasarlanmış bir ölçü kullandılar ve daha sonra iyi bilinen Rosenberg Benlik Saygısı Ölçeğine geçtiler.
Kritik bulgu, 0 ila 6 yaş arasındaki ev ortamının kalitesini, her ne kadar ilişki zamanla zayıfladıysa da, daha sonraki çocukluk dönemindeki öz-benlik saygısı ve hatta yetişkinliğe doğru benlik saygısı ile önemli ölçüde ilişkili bulunmuştur. Orth ”Bulgular, erken çocukluk döneminde ev ortamının benlik saygısının uzun vadede gelişimini etkileyen anahtar bir faktör olduğunu ortaya koymaktadır.” diye belirtti
Diğer çocukluk çevre faktörlerinin yanı sıra ev ortamının kalitesi de gelecekteki benlik saygısı ile ilişkiliydi. Anne depresyonu (daha düşük benlik saygısı ile ilişkili) ve daha nitelikli ebeveyn ilişkileri (daha yüksek benlik saygısı ile ilişkili), ileri çocukluk döneminde katılımcıların benlik saygısı ile bağıntı (korelasyon) göstermiş, ancak bu korelasyon uzun vadede yetişkinliğe erişimde sıfıra yaklaşmıştır.
Buna karşılık, ailelerin yoksulluğu (düşük benlik saygısı ile ilişkili) ve daha düşük bir oranda, babanın varlığı (daha yüksek benlik saygısı ile ilişkili), 27 yaşına kadar gelecekteki benlik saygısı ile bağıntı kurmaya devam eder.
Ev ortamının durumu bileşenlerine ayrıldığında, bu diğer faktörlerin gelecekteki benlik saygısına büyük ölçüde çevrenin durumu üzerindeki kendi etkileri aracılığı ile bağlı olduğunu varsayarak, bu diğer çocukluk faktörleri (anne depresyonu, anne-baba ilişkisi, yoksulluk ve babanın varlığı) ile katılımcının gelecekteki benlik saygısı arasındaki bağlantı önemli ölçüde zayıflamıştır (ancak tamamiyle yok edilmemiştir) .
Orth, babanın varlığına ilişkin bulgularla ilgili olarak bir uyarı notu daha ekledi. Eşcinsel cinsiyetten oluşan ebeveynler ve çocukların daha sonra kendilerine olan saygısı hakkında veriler hiçbir şey söylemiyor çünkü araştırmada bu tip bir aile yapılanmasına çok ender rastlanmıştır. Orth, her hangi bir ikinci ebeveynin varlığı – bir baba şart değil – gelecekteki, daha yüksek benlik saygısıyla aynı bağlantıyı olası kılar diyor. Her halükarda, istatistiksel olarak anlamlı olsa bile, babanın varlığı ve benlik saygısı arasındaki bağlantı, çok küçük olmuştur (uzun vadede, yoksulluğun etki boyutları ve özellikle ev ortamının kalitesi için daha büyüktü).
Erken dönem aile ortamı neden gelecekteki benlik saygısı ile sürekli bağlantı içinde olsun ki? Çünkü Orth, erken dönem çocuk ebeveyn etkileşimlerinin, bireylerin kim olduklarına ve kendi özsaygılarına dair ön bilinç (bilinç öncesi) temsillerini etkilediğine, nihayetinde kendi benlik algılamalarına derinlemesine bağlı hale geldiğine inanıyor
Orth, kendi bulgularının önemli pratik sonuçlara sahip olduğunu söylüyor çünkü bulgular, erken dönem ev ortamının kalitesini arttırmak için tasarlanan müdahalelerin, bir çocuğun benlik saygısı için kalıcı faydaları sağlayabileceğini öne sürüyor. Ev ortamının kalitesinin, yoksulluk gibi diğer faktörlerin rolüne aracılık etme yöntemi bilhassa konuyla ilgilidir. Orth, “..… Yoksulluğun çocukların benlik saygısı üzerindeki olumsuz etkileri, yoksulluğa sahip ailelerde ev ortamının kalitesini arttıran müdahalelerle önlenebilir veya en azından azaltılabilir.” diyor.
Bu türden tüm anket araştırmalarında olduğu gibi, daha önce ölçülen faktörler ile gelecekteki benlik saygısı arasındaki nedenselliğin örneklerle kesin olarak açıklanmadığını hatırlamak önemlidir-bilinmeyen etmenler de olabilir. En belirgin olanı, bu tür bir çalışma, ebeveynler ve çocukları arasında paylaşılan genlerin oynadığı rolü açıklayamaz.
Belki de daha derinlemesine bir soru, yüksek benlik saygısının istenen bir sonuç olup olmadığıdır. Birçok psikolog ve sosyal reformcunun, bir toplumun kendi ortalama benlik saygısını arttırdığında, üstün zihinsel sağlıktan kariyer başarısına, kapıları açan bir dizi sonucu memnuniyetle karşıladığına inandığı bir dönem vardı. Ne var ki, bugün daha fazla benlik saygısının faydalarının oldukça sade olduğunu, çoğunlukla daha mutlu hissetmeye ve daha fazla inisiyatif almaya odaklandığını ve bazı durumlarda aşırı benlik saygısının, özellikle narsisizme kayıyorsa sorun bile yaratabileceğini biliyoruz.