İMAM-I AZAM Kanın,dehşetin,zulmün,acıların ve işkencelerin içinde yaşamış bir fikir ve inanç
önderidir. Bu muhteşem insanı kanıyla ve canıyla ödediği bedelin arkasındaki fikir ,düşünce ve imanı anlamadan ,onu tanıyamayız.
Önce yaşadığı zamanın ve devrin şartlarını bilmemiz gerekir.
Ebu Hanife ,Emevi devrinin en şiddetli ve zalim zorbalarından Haccac bin yusuf es-sekafi öldüğü zaman 15 yaşında idi.Yaşamının 52 yılını emeviler ve 18 yılını da abbasiler devrinde geçirdi.
Mekke ve Medine çevresi islam alemi ileri gelenlerinin Hz. Ali'nin hilafetine biat etmesine rağmen
Muaviyenin Şam da kendi kendine halifeliğini ilan etmesi, o zaman ki tüm islam aleminde büyük kargaşalara,çalkantılarakavga ve savaşlara neden olmuştur.
Hz. Alinin katledilmesinden sonra hilafette tek kalan muaviye, ve sonrasında gelenler, halifeliklerini tasvip etmeyen Mekke, Medine ve Bağdat halkına büyük zorbalık,zulüm ve işkenceler yapmışlar,o tarihteki tüm müslüman ahalisinin ileri gelenlerine işkenceler ve zulümler yapmışlardır.
Halife yezid ,Medine halkı kendisine karşı çıktığı için peygamber kenti Medineyi ordusuna talan ettirmiş, ganimeti serbest bırakmıştır.Hz. Hüseyin ,yezidin hilafetini tanımadığı için ,kerbelada
yezid tarafından hunharca katledilmiştir.Hz. Hüseyinin ,Peygamberimizin torunu olduğuna aldırılmadan katledilmiş, Hz.Hüseyinin kız kardeşleri, yani Peygamberimizin kızı Fatımadan
olan torunları ,esir edilerek yezide götürülmüştür.
Tüm emevi yönetimi süresince ,Peygamberimizin kızı ve ve damadı Hz.Ali soyundan gelen,
tüm peygamber soyu katledilmeye devam edilmiş,Zeyd bin Ali öldürülmüş,oğlu yahya öldürülmüş,yahyanın oğlu Abdullah öldürülmüş, ve tüm Peygamber soyu yani Ehl-i Beyt katledilerek ortadan kaldırılmaya çalışılmıştır.
Yezid zamanında Suriyedeki tüm camilerde Hz. Aliye lanet okutulmuştur. (Ebu Zehre 73)
Baştaki saltanatı destekleyen din adamları, yüzbinlerle hadisler uydurarak, emevi saltanatını desteklemeyen mekke,medine,bağdat müslümanlarını etkilemeye çalışmışlardır..
İMAM-I AZAM işte bu ortamda yaşayan bir din alimi idi.
Hilafeti gasp eden,yöneticiler, hilafeti babadan oğula miras kalan bir meta haline getiren
saltanat sahipleri.Halifeliklerini koruyabilme uğruna ,Peygamber neslini katlederek,ortadan kaldırmaya çalışan,islam tarihinin en gaddar,kan dökücü hükümdarlarının yönetimde olduğu
bir ortamda yaşamıştır.
İMAM-I AZAMIN büyüklüğünü anlayabilmek için onun hangi ortamda,hangi şerait altında
çalışmalarını yürüttüğünü, ne gibi zorluklar altında islamiyete en doğru ve şaşmaz akideleri
getirdiğini,bu akidelerin,fikir ve düşüncelerini müdafaa babında ne türlü mücadele ettiğini,uğradığı
hakaretleri,hapisleri,işkenceleri bilmek gerekir.Bu büyük insan islamiyete hizmet uğruna
hertürlü işkencelere katlanmış,ve bu uğurda ortaya koyduğu canından da olmuştur.
Ancak ne yazıktır ki,despot saltanat yanlısı din adamlarının, ona hakaretleri ölümünden sonra bile hunharca devam etmiş, onun islam aleminin gelmiş geçmiş en büyük mütefekkiri olduğu
ölümünden yıllarca sonra belki 150-200 yıl sonra anlaşılabilmiş ve ona hakettiği unvan:
İMAMLARIN EN BÜYÜĞÜ anlamında imam-ı azam denmiştir.
İMAM-I AZAMIN yaşadığı devirde karşılaştığı en büyük sorun, saltanat ve hilafet yanlısı din adamlarının,saltanata yaranmak için uydurdukları yüzbinlerce uydurma hadislerdir.
Suriyedeki hilafet gaspı ve zorba emevi saltanatı, mekkede,medinede,bağdatta ırakta tasvip
edilmemiş ve karşı çıkılmıştır. Bu duruma hakim olabilmek için saltanat bir yandan zorbalığı,zulmü kullanırken,saltanat etrafındaki din adamları,saltanatı meşrulaştırabilmek için hadisler uydurmaya başlamış,bir hadis uydurma çılgınlığı başgöstermiştir.
Bu duruma engel olabilmek için İMAM-I AZAMIN tek silahı vardır AKIL.
İMAM-I AZAM çok iyiy biliyordu ki, zorbalığın,zalim hükümdarların hakkından gelebilecek tek silah akıldır. O büyük insan işte tek bu silahla ,islamiyetin bu günlere sağlıkla gelebilmesine
en büyük etkiyi yapmıştır.