Tüm kara omurgalıları, dört bacaklı olup her bacağında beş ayak parmağı bulunan ortak bir atadan gelmekte. Bazı türlerde daha sonra bu parmaklar toynaklara dönüştü, bazıları da evrim sürecinde bu uzuvlarını tamamen yitirdi. Memeliler, kuşlar, sürüngenler ve amfibilerin soy ağacı geriye doğru takip edildiğinde, 340 milyon yıl önce yaşamış olan beş parmaklı bir ataya uzanıyor. Bu tarihten önce altı, yedi ve hatta sekiz parmaklı canlıların olduğu bilinmekte. Ama hepsinin soyları, 360 milyon yıl önce yaşanan Devonyen devrinde tükendi. Bunların çoğu suda yaşayan türlerdi. Fosil kayıtları, kaburgalarının güçlü bir yapıya sahip olmadığını, bu nedenle ciğerlerinin kara yaşamına uyum sağlayacak şekilde gelişemediğini söylüyor. Bu devirde neden böyle geniş çaplı bir tükeniş yaşandığı bilinmemekte. Fakat mercan resiflerinin azaldığı, buna bağlı olarak da sığ sulardaki oksijen seviyesinin düştüğü tahmin ediliyor. Bu durumun, bazı balıkları derin sularda yaşamaya mecbur bıraktığı, bazı türleri de karaya çıkmaya zorladığı düşünülüyor.
El ve ayak parmakları Limb Yasası’na göre, el ve ayakların dalları olarak görülebilir. İnsanlar bazı şeyleri yapabilmek için bu dallara ihtiyaç duyarlar. Yumruk yapmak, nesneleri tutmak bu şeylerden bazıları olarak sayılabilir. Neticede, insan eli için en doğru oranın 5 olduğu anlaşılıyor. Birçok insanın bu şekilde doğduğunu varsayarsak, yeteri kadar ikna edici olabilir.
Bazı bebekler fazladan parmakla doğabiliyor. Bu fazla olan parmaklar ameliyatla alınıyor. Ancak yine de, fazladan parmakla doğan bebekler 10 parmak meselesini tekrar düşünmemizi sağlayabilir.
Farkı örnekleri görünüyor olmasına rağmen, bilim insanları 10 parmağın el ve ayak için en mükemmel sayı olduğu konusunda hemfikir gibi görünüyor. Bu durumda daha fazlasının olması iyi bir şey değil.
Şu anda 1 kullanıcı bu konuyu görüntülüyor. (0 kayıtlı ve 1 misafir)