15 Temmuz darbe girişimi sırasında Özel Kuvvetler Komutanlığı’nda (ÖKK) Ömer Halisdemir'in şehit edilmesiyle ilgili davanın 9'uncu celsesi Ankara 14. Ağır Ceza Mahkemesi'nde görüldü.
Duruşmayı Ravza Kavakçı başkanlığında 5 milletvekilinden oluşan AKP heyeti de izledi. Heyetle birlikte Ankara Cumhuriyet Başsavcısı Yüksel Kocaman da refakat etti. 19 sanıklı davada 10 sanığın duruşma salonuna getirildiği Ankara dışındaki cezaevlerinde olan diğer sanıkların duruşmaya SEGBİS'le katıldığı görüldü.
Öğleden sonra saat 15.15'te başlayan duruşmada, 15 Temmuz'da 12. Tabur komutanı olan ve Semih Terzi'yi Diyarbakır'dan uğurlayanlar arasında bulunan Volkan Yaman tanıklık yaptı.
“İKİ MAVİ TIKI GÖRMEDİM”
Volkan Yaman önceki ifadelerini tekrarlarken Başkan Bayram Kantık'ın bir sorusu üzerine şunları anlattı: "İşin rengi anlaşıldıktan sonra Altan Bora Albayımla birlikte benim telefonumdan whatsApp mesajıyla, özel kuvvetler komutanıyla görüştüğümüzü belirtip, 'Semih Terzi emir komuta dışında hareket ediyor. Kendinin ve taburunun güvenliğini sağladıktan sonra gerekeni yap' dedi. Okudu mu, aldı mı bilmiyorum."
Sanık Fatih Şahin’in bu mesajı Altan Bora'nın mı kendisinin mi yazdığı sorusu üzerine de Volkan Yaman, "Bu mesajı beraber yazdık, o metni hazırladı, ama gördüm. Gönderme tuşuna ben bastım. Uçakta olduğun için telefonun belki kapalıydı, ama iletildiğini gösteren iki mavi tıkı görmedim. Okuyup okumadığını bilmiyorum" dedi.

Bir mağdur müşteki avukatı, Volkan Yaman'dan Fatih Şahin'e gönderdikleri mesajın saatini adli makamlara bildirmesini istedi. Bunun üzerine Yaman şunları anlattı:
"Mesajın iletildiğini gösteren iki beyazı gördükten sonra sildim. Sonra Altan Bora'yla geri getirmeye çalıştık, ama başaramadık. Neden sildim? Altan Bora'nın adı sıkıyönetim listesinde yer alan 7. Kolordu Komutanının emrine girmemiz talimatı bende şüphe uyandırdığı için sildim."
“İÇERİĞİ BENİM AÇIMDAN SIKINTILI BİR MESAJDI”
Volkan Yaman, Fatih Şahin'in avukatı Çiğdem Koç'un aynı konudaki sorusunu, "Altan Bora'nın da telefonunda whatsApp vardı. Fatih Şahin'in numarası da vardı. İçeriği benim açımdan sıkıntılı bir mesajdı. Benim telefonumdan atılınca ileride sıkıntı yaratır düşüncesiyle sildim" diye cevapladı.
Avukat Koç daha önceki beyanında, Altan Bora'nın Fatih Şahin'in telefon numarasını kendisinden istediğini söylediğini hatırlatınca Volkan Yaman duraksayarak şu açıklamayı yaptı:
"Şöyle söyleyeyim, Altan Bora'da tüm tabur komutanlarının numarası vardır."
Fatih Şahin de söz alarak, numarasının Altan Bora'da bulunduğunu doğrulamak için Bora ile görüşme kayıtlarının olduğunu hatırlattı. Volkan Yaman'ın Semih Terzi Diyarbakır Havaalanı Terminal binasındayken televizyonun açık olduğu şeklindeki ifadesi üzerine de sanıklardan Ahmet Kara şunları söyledi:
"Bu mümkün değil. Oraya gittiğimizde, televizyonu açın, köprüdeki hareketliliği Semih Terzi görsün denildi. Epey uğraştık, dışarıdan birileri de geldi, ama çalıştıramadık. Semih Terzi farkedince, kim size TV'yi açın, gidin dedi. Biz oradayken TV kesinlikle açılmadı."
Kara'nın bu açıklamasından sonra Başkan Kantık, "Aynı yerden mi bahsediyorsunuz?" diye sordu. Kara, "evet" derken Volkan Yaman, "Ben terminal binasına bir kez girdim, TV açık diye hatırlıyorum" karşılığını verdi.
Volkan Yaman sanık avukatlarının, "Semih Terzi size uçağa binme emri verse, kabul etmeme gibi bir durumunuz olur muydu?" sorusunu da "O an itibarıyla olmazdı" diye cevapladı.
"FATİH ŞAHİN NEDEN SEMİH TERZİ'YLE GATA'YA GİTTİ?"
Verilen 15 dakika aradan sonra Başkan Kantık çapraz sorguya geçileceğini söyledi. Ancak sanık avukatları duruşmanın geç başladığını, yetişmeyeceğini, ayrıca SEGBİS'le katılan sanıklar açısından sağlıklı olmayacağını belirterek, çapraz sorgu için ayrı bir duruşma günü belirlenmesini istedi. Başbakanlık avukatı, çapraz sorgunun ifadeler sırasında yapılması gerektiğini, bunun usulü hata olduğunu, sanık avukatlarının talebinin yargılamayı uzatma amaçlı olduğunu savunarak, çapraz sorguya başlanmasını istedi. Savcı Mustafa Manga, sanık avukatlarının huzurda bulunmayan sanıklarla ilgili talebinin yüz yüzelik ilkesi gereğince kabulü, ancak huzurda bulunan sanıklar yönünden çapraz sorguya devam edilmesi yönünde mütalaa verdi. Mahkeme oy birliğiyle SEGBİS'le bağlanan sanıkların huzura getirilmesini, salondaki sanıkların ise çapraz sorgusuna başlanmasını kararlaştırdı.
Karardan sonra Semih Terzi'nin emir Astsubayı Ahmet Kara'nın çapraz sorgusuna geçildi. Bir mağdur müşteki avukatının, "Fatih Şahin neden Semih Terzi'yle GATA'ya gitti?" şeklindeki sorusu üzerine Ahmet Kara, "Bilmiyorum, normalde ÖKK'da taburunun başında kalması gerekirdi" dedi. Kara'dan sonra Ali Güreli'nin sorgusu yapıldı. TBMM avukatı, Diyarbakır'a giderken otobüste Başbakan Binali Yıldırım'ın konuşmasını kendileri ve Fatih Şahin'in duyup duymadığını sordu. Güreli, Şahin dahil hepsinin duyduğunu söyledi.
LİSTE NASIL BULUNDU?
Bir mağdur müşteki avukatı özellikle 69 sanıklı dava için önemli olan Ümit Bak ve Mehmet Ali Çelik'in üzerine bulunduğu listeleri sordu. Güreli, şunları anlattı:
"Yarbay Mehmet Ali Çelik'in telefonunu, ajandasını ve tabancasını aldım. Sabah bunları Fırat Çelik Albay’a teslim ettim. 2-3 gün sonra Fırat Çelik çağırdı, liste gördün mü dedi. Ben ajandayı karıştırmadığımı söyledim. Bu sırada sarı, yarısı yırtık bir kağıt gördüm. Bakmadım, ama 20'ye yakın isim vardı. İsimleri okudum. Fırat Çelik tutanak hazırladı, imzaladım."
Cihat İbrahim Yörük'ün çapraz sorgusu sırasında sanık avukatları mağdur müşteki avukatlarına, "Başbakan o gece darbe demiyor, kalkışma hareketi diyor. Bundan darbeyi anlamış olmalarını bekliyoruz. Biraz insaflı olmak gerekir. Keşke dava zamanında izlense bunların ifadeler sırasında cevaplandığı görülürdü" eleştirisinde bulundu. Başbakanlık avukatı da bu eleştiriye, "Siz tarafsız olabilirsiniz, ama biz tarafsız değiliz" karşılığını verdi.
Fatih Şahin'in sorgusu sırasında Başbakanlık avukatı ve hukuk müşaviri Alaaddin Varol, sürekli olarak "bizi niye aramadı" diye Zekai Aksakallı'yı suçladığını ama darbenin ertesinde Aksakallı'nın telefonuna çıkmadığını söyleyince Şahin, bunun doğru olmadığını, sabah 05.30'da görüştüğünü vurguladı.
Av. Varol'un, "Kahraman Ömer Halisdemir'i taburunuzda vuracak kimse yoktu da tek kahraman sen miydin?" demesi salonu karıştırdı. Tepkiler üzerine av. Varol, "Ömer Halisdemir kahraman, Fatih Şahin hain" diye bağırdı. Mağdur müştekiler Varol'u alkışlarken, Şahin'in avukatı Çiğdem Koç mahkeme başkanına, "Başbakanlık vekili yargılamayı yapmış, bitirmiş. Siz ne yapıyorsunuz?" diye tepki gösterdi. Şahin'e de, "Şu andan itibaren bir şey söylemiyorsun" dedi
Gerginlik üzerine duruşmaya ara verildi.
20 dakikalık aradan sonra TBMM avukatı, sıhhiyeci olmadığını hatırlatarak, Semih Terzi'yle neden GATA'ya gittiğini sordu. Fatih şahin şu cevabı verdi:
“Çok kaotik bir ortam vardı, anlık gelişti. Ömer'in de o işi neden yaptığını o an anlayamadım. Tugay komutanım vurulmuş, resme bugün baktığımızda anlaşılıyor, ama o an içinde bulunduğumuz durum farklı. O anda öyle oldu ve gittim.”
Şehit Halisdemir'in ailesinin avukatı Fatih Şahin'e, "TSK yaralı teröristi bile hastaneye yetiştirirken, Ömer Halisdemir'i niye hastaneye yetiştirmedin?" sorusunu yöneltti. Şahin, "Orada bir yığın insan vardı. Onlar yapabilirdi. İçerde olduğum için ambulansın geldiğini de görmedim" dedi.
Fatih Şahin diğer sanık Mihrali Atmaca'nın bir sorusu üzerine Halisdemir'in Semih Terzi vurmasıyla ilgili şunları söyledi:
"Askeri tabirle orada yaşadığımız bir pusuydu. Hiçbir uyarı yapılmadan üzerimize ateş geldi. O kadar hızlı gelişti ki, ben ateş ettiğimi de açık şekilde söylüyorum, bu normal bir durum değildi. Kimseye sen ateş et, sen etme diye emir verecek durumda değildim. Ancak bölgenin emniyetinin alınması talimatı verdim."
Şahin, kendi avukatı Çigdem Koç'un sorusu üzerine Terzi'yi GATA'ya götüren helikoptere, Ümit Bak'ın talimatıyla bindiğini vurguladı. Savcı Mustafa Manga da Volkan Yaman'ın gönderdiği Whatsapp mesajını sordu. Şahin, "O mesajı almadım. 14 ay geçti. Telefonum elinizde, bakılsın. Allah hakkımızda hayırlısını versin" dedi.
Fatih şahinin sorgusundan sonra karar için duruşmaya ara verildi. Savcı Mustafa Manga, sanıkların tutukluluğunun devamı ve SEGBİS'le katılanların sorgusunun bir dahaki duruşmada hazır bulundurularak yapılması yönünde mütalaa verdi.
Saat 20.30'da kararını açıklayan mahkeme tüm sanıkların tutukluluğuna devam kararı vererek, duruşmayı 7 Kasım'a erteledi.
Mahkeme Zekai Aksakallı'nın dinlenmesini bir kez daha reddederken, ÖKK sanıklarından Ümit Bak, Mehmet Ali Çelik ve Ali Kapucu'nun dinlenmesini kararlaştırdı.