AFYON
Afyon, Anadolu'da kuzeyi güneye, batıyı da doğuya bağlayan doğal bir düğüm noktası konumundadır. Zengin tarihi geçmişi olan kent bir turizm merkezi olma potansiyeli taşımaktadır.

TARİHÇE

Afyon karahisar ili adını şehrin güneyinde bulunan kaleden ve afyon bitkisinden almıştır. M.Ö. 7000 yılından başlayarak günümüze kadar ilin sınırları içerisinde Kalkolitikten, Eski Tunç Devri'ne geçiş kültürlerinden sonra Hitit, Frig, Roma, Bizans, Selçuklu, Osmanlı medeniyetleri konumlanmıştır.

Selçuklu Türklerinin 1071 yılında Anadolu'yu fethinden sonra Afyon karahisar Türk egemenliğine geçti. Bu tarihten itibaren Afyonkarahisar, sırasıyla Selçuklu Devleti Sahipoğulları Beyliği, Germiyanoğulları Beyliği hükümdarlığı altında yaşadıktan sonra 1428'de Osmanlı İmparatorluğu topraklarına katıldı.

COĞRAFYA

Afyon, Anadolu'nun batı yarısında bir kavşak noktası olup, doğuyu batıya, kuzeyi güneye bağlayan doğal bir kapı konumundadır. Kışları soğuk ve kar yağışlı, yazları sıcak ve kurak bir step iklimi görülür, İlkbahar ve sonbaharda ise yağışlar yağmur biçiminde artar.

Antik kentler
Afyon-Eskişehir karayolunun 27.km.den sağa doğru 4.7 km. gidilerek ulaşılan Ayazini kasabasının Frigler Dönemi'nden beri yerleşim yeri olarak kullanıldığı bilinmektedir. Roma ve Bizans Dönemleri'ne ait aile ve tek kişilik kaya mezar odaları, Bizans Dönemi'ne ait kiliseler ve kaya yerleşimleri arazinin elverişli olması nedeniyle oyularak yapılmış eserleridir. Aslanlı mezar odaları, sütunlu mezar odaları ile kayaya oyulmuş kilise ve şapeller bulunmaktadır. İhsaniye ilçesine 12 km. uzaklıktaki Döğer kasabası Frigler Döneminden beri yerleşim yeri olarak kullanılmıştır. Aslankaya, Kapıkaya I ve II, Tanrıça Kybele adına yapılmış açık hava tapınağı özelliğinde M.Ö.7.yüzyılda yapılmış kaya anıtları ile Asar ve Eski Döğer'de Frig yerleşim yerleri vardır. Roma ve Bizans Dönemi'ne ait kaya yerleşim ve mezar odaları ile kiliseler çevrede oldukça çok görülmektedir. Şuhut ilçe merkezinde bulunan kent, Roma ve Bizans dönemlerinde Frigya’nın başkenti olmuş büyük bir kenttir. Roma döneminde yarı özerk bir konuma ulaşmış olan kentte, imparator adına ve Hieropolis’le ortaklaşa, gümüş Cistophorus ve bronz sikkeler bastırılmıştır. Bugünkü Dinar ilçesinde bulunan kentin daha önceki adı Kelainai’dir. Roma döneminde Apameia Kibotos adını almıştır. Şehir M.Ö. 6. yüzyıldan itibaren önemli bir merkez olmuştur. Efes’ten sonra ikinci büyük kent olduğu bilinmektedir. Anıtsal yapıtlardan olan stadyum ve tiyatro kısmen özelliğini koruyarak kalmıştır. Efes’le birlikte bastırdığı bronz sikkeler de vardır. Yarı özerk olarak imparator adına sikkeler bastırmıştır. İscehisar ilçe merkezinde, Makedonyalılar tarafından kurulmuş bir kenttir. Roma döneminde yarı özerk konumuyla, imparator adına bronz kent sikkeleri bastırılmıştır.

Pentapolis Kentleri
Sandıklı ilçesi Karasandıklı köyünde bulunan kent Pentapolis olarak adlandırılan beş kentten birisidir ve kentlerin kuzeyinde yer almaktadır. Sandıklı ilçesi Emirhisar köyünde bulunan Pentapolis kentlerinden biridir. Sandıklı ilçesi, Koçhisar köyünde bulunan Pentapolis kentlerinden biridir. Aynı zamanda Phrygia Salutaris (Şifalı Frigya)'nın merkezidir. "Kutsal Kent" olarak adlandırılmıştır. Hocalar ilçesi Yanıkören köyünde kurulmuş Pentapolis kentlerinden biridir. Sandıklı ilçesi Menteş kasabasında kurulan Pentapolis kentlerinden biridir. Şuhut ilçesi Karacaören köyünde bir kenttir. Roma Dönemi'nde yarı özerk konumuyla, imparator adına ve Bruzus kentiyle ortaklaşa bronz kent sikkeleri bastırmıştır. Şuhut ilçesi Arızlı köyünde bir kenttir. Dinar ilçesi Tatarlı kasabasında kurulmuş, bir kenttir; Campus Metropolitanus veya Frig Metropolisi adıyla bilinir. Sincanlı ilçesi Küçükhöyük kasabasında Höyük mevkiindedir. Merkez ilçe Sülün köyünde Frigler tarafından kurulmuş büyük kentlerdendir. Afyon Arkeoloji Müzesinde bulunan devasa boyutlu Herkül heykelinin bulunduğu antik kenttir. Dazkırı ilçesi Sarıkavak köyünde kurulmuş bulunan bir kenttir.

Arkeolojik Alanlar
İhsaniye İlçesi Kayıhan Mahallesinde, Afyon-Eskişehir karayolunun 32.km.de 1,5 km. sola dönülerek ulaşılan bir vadi içinde olan Göynüş Kalesi, Aslantaş ve Yılantaş üzerinde aslan kabartmaları bulunan mezar odaları olup, Maltaş Kybele Açık Hava Tapınağıdır. İscehisar ilçesine bağlı Sarıçayır köyünün çevresinde bulunan kayalıklarda Bizans Dönemi'nde kayaya oyma aile ve tek mezar odaları, mezarlar ve barınaklar yapılmıştır. Yüzeyi kabartma ve bezemelerle süslenmiş, kimlere ait olduklarını belirten kırmızı boyayla yazılar yazılmıştır. Şuhut'un 6 km. batısında bulunan Senir köyü yakınlarında bir kayalık olup, hayvan üniteleri ve insanların barınma yerleri olan bir yerleşim yeridir. Bizans yerleşimi olan bu kayalığın alt eteğinde yine Bizans kilisesi ve manastır yapı kalıntıları bulunmaktadır. Ayrıca Geç Roma Dönemi kapaklı kayaya oyulmuş mezarlar vardır.

Yedi Kapı Kaya Yerleşim Yeri
Bolvadin-Emirdağ karayolu üzerinde, Bolvadin Kemerkaya kasabasının 3 km. kuzeyinde karayolunun 1 km. doğusunda yer almaktadır. Çalışmalar sırasında askeri garnizon veya idari binalar olabileceği tahmin edilen kayaya oyma kompleks yapı grubu ile halkın sığınak olarak kullandıkları yeraltı kentinin bir bölümü ortaya çıkarılmıştır. Geç Roma ve Erken Bizans Dönemi'ne tarihlenen yerleşimdeki çalışmalar devam etmektedir.

Köprüler ve Kaleler
Bolvadin ilçesinde, Eber Gölü'ne akan Akarçay üzerindedir. Köprü kuzey ve güney olmak üzere iki bölümden oluşur. Güney bölümü Bizans İmparatoru I. Manuel Kommen tarafından mermer ve yontulmuş bazalt taştan yaptırılmıştır. Kuzey bölümü ise, Mimar Sinan tarafından 64 göze kadar uzatılmış ve buraya bir namazgah ve kitabe ilave edilmiştir. Afyon’da Akarçay üzerinde iki istasyon arasında Cirit kayası eteğinde bulunan altı kemerli köprüdür. 1214 yılında Akkoyunlular tarafından yapılmış, Osmanlı devrinde tamir edilmiştir. Köprünün güneydoğu yüzünde beyaz mermer üzerine yazılmış kitabeler vardır. Afyon Gazlıgöl Kaplıcası’ndan 10 km. uzaklıktaki Ayazini köyündedir. Tüf kayaya oyulmuş çok katlı ve çok odalı sarnıçlı bir kaya kütlesi olup, yerleşim yeri olarak kullanılmıştır. İhsaniye ilçesinin Döğer beldesi ile Bayramaliler köyü arasındadır. Bizans döneminde yerleşim yeri olarak kullanılmıştır. Geniş açıklıklı yüksekçe hafif sivri kemerlidir. Bazalt ve devşirme mermer parçalardan yapılmıştır. Bizans dönemine ait olduğu sanılmaktadır. Kalenin tarihi M.Ö.1350 yıllarına kadar inmektedir. Kale zirvesinde Ana Tanrıça Kybele'ye adanmış bir çok tapınma yerleri ile 4 adet büyük sarnıç (su çukurları) bulunmaktadır. Selçuklu Sultanı Alaaddin Keykubad zamanında kale komutanı Ulumar Bedrettin Gevhertaş tarafından onarılmış, ayrıca kaleye küçük bir mescid ile yanına saray yaptırılmıştır. Germiyanoğulları Sultanı Yakup Bey tarafından yaptırılmış olan kale, Eski Tunç Çağı’ndan beri yerleşim yeri olmuş bir höyük üzerine inşa edilerek üç kat sur ile çevrilmiştir. Günümüze ulaşmış tek parçası, 8-10 metrelik sur duvarıdır. İscehisar ilçesi, Seydiler köyü içinde bulunan kale ile Afyon-Ankara karayolunun 32.km. de bulunan Kırkinler kayalığı; Bizans Çağı'nda yapılmış yerleşim yeri, kilise, şapel ve mezar olarak kullanılmış kaya kütleleri vardır.

Cami ve Kervansaraylar
Camiikebir Caddesi’ndedir. Selçuklu Veziri Sahip Ata Fahrettin Ali’nin oğlu Afyon Sancak Beyi Nasredüddin Hasan tarafından 1273 yılında yaptırılmıştır. Minberi, Emirhaç Bey, süslemeleri ise Nakkaş Mahmut Oğlu Hacı Murat tarafından yapılmıştır. Doğu, kuzey ve batı yönlerinde üç kapısı vardır, minaresi tuğladandır ve 40 ahşap sütun ve başlık üzerine oturtulmuş, düz toprak damlıdır. 1341’de onarılmıştır. 1472 yıllarında Fatih Sultan Mehmet’in vezirlerinden Gedik Ahmet Paşa tarafından Mimar Ayas Ağa’ya yaptırıldığı bilinmektedir ve Osmanlı döneminin en güzel eserlerinden biridir. Üzeri altı sütun üzerine sivri kemerli sekizgen kasnaklı bir kubbeyle örtülüdür. 1795’te onarımı yapılmıştır. Akşemseddin’in halifelerinden Abdurrahim Karahisari adına Şahkancioğlu Evliya Kasım Paşa tarafından 1466 yılında yaptırılmıştır. Tek kubbeli mescit biçimindeyken, sonradan etrafı açık dört kubbeli cemaat bölgesi eklenerek camiye dönüştürülmüştür. Tuzpazarı Caddesi’nde, sebze hali (bugünkü Belediye Çarşısı) bitişiğindedir. 1590’da Tellalzade Süleyman Çavuş yaptırmış, yıkılan minaresi 1958’de yenilenmiştir. Kesme taş ve kare planlı tek kubbelidir. Kuzeyde camla kaplı olan son cemaat yeri sonradan eklenmiş olup, üç sivri kemer üzerine üç kubbeyle örtülmüştür. Minaresi tek şerefelidir. Mihrabı sonradan yapılmış ve beyaz mermerle kaplıdır. Çarşı içindedir. 1711 yılında Abdi Çavuş tarafından yaptırılmıştır. 1839 yılında onarılmış ve Yeni Cami adını almıştır. Medresesi günümüzde ilköğretim okulu olarak kullanılmaktadır. 1710 yılında mevlevihane olarak kurulmuştur. 1844 yılında Abdülmecit’in ve 1905 yılında II. Abdülhamit’in emriyle onarılmıştır. Konya dergâhından sonra ikinci dergâh olarak kabul edilmektedir. Günümüzde cami olarak hizmet vermektedir. Sandıklı ilçe merkezinde, çarşı içinde önce mescit iken sonradan camiye dönüştürülmüştür. Cami, Bahaddin Ömer Bin Alaaddin tarafından Mimar Aydemir’e 1379 yılında yaptırılmıştır. Kare planlı tek kubbeli minareli bir yapıdır. Daha sonra da son cemaat yeri eklenmiştir. Sincanlı ilçesindedir. 1525 yılında Lala Sinan Paşa tarafından yaptırılmıştır. Bahçesinde Lala Sinan Paşa türbesi vardır. Bolvadin ilçesindedir. Sadrazam Rüstem Paşa 1500-1560 yıllarında Mimar Sinan’a yaptırmıştır. Sultandağı ilçesinin İshaklı bölgesindedir. 1249 yılında II. İzzettin Keykavus’un vezirlerinden Sahipata Fahrettin Ali tarafından yaptırılmıştır. Kesme taştan yapılan kervansarayın avlusunun etrafında odalar ve ortasında köşk mescidi bulunmaktadır. İhsaniye ilçesinin Döğer beldesindedir. 1434 yılında II. Murat tarafından yaptırılmıştır. Alt katında ahır, üst katında ise yolcu konaklama odaları bulunmaktadır. Çay ilçesinde bulunan yapı Selçuklu dönemi taş mimarisi örneklerindendir. Avlulu ve kapalı kervansaray tiplerindendir. Avlusu tahrip olmuş, yalnızca kışlık kapalı kısmı ayakta kalmıştır. Merkezde dört fil ayağı ve çevresinde on iki ayak üzerinde tonoz örtülü ışıklıklı, kale görünümlü, kâgir bir yapıdır. Anıtkaya kasabasındadır. Selçuklu ve Osmanlı kervansaraylarına benzememektedir. Germiyanoğulları dönemi yapıtı olduğu tahmin edilmektedir.

Mağaralar
Sandıklı ilçesinden 34 km. uzaklıkta, Bökenin yurdu denilen bölgededir. 1700 m. yükseklikte orman içerisinde bulunan mağara tahminen 300 m. uzunluğundadır. Daha uzun olduğu tahmin edilen mağaranın tavanının göçmesiyle ikinci bölüme girilememiştir. Aynı bölgede Menteş kasabasına yakın bir mevkide Oktur Mağarası da bulunmaktadır. 2500 m’yi bulan Sultandağları’nın zirvesindeki mağara, yüzyıllardan beri sadece yaz sıcağında buz eritebilmektedir. Buzluk Mağarası, Sultandağı ilçesine bağlı Dereçine kasabasının güneyinde Sultandağları’nın 2519 m. ile en yüksek yeri olan kuzeybatı zirvelerinde yer alan bir doğa harikasıdır. Sadece yazın çıkılabilmektedir. Bolvadin’e 7 km. uzaklıkta, Dipes köyü, Karakaya yöresindedir. İki kat ortalama onar metrekarelik odalar halindedir. Sarkıt ve dikitlerle dolu olan mağaradaki berrak ve tatlı suyun bazı akciğer hastalıklarına iyi geldiği söylenmektedir.

Milli Parklar ve Korunan Alanlar
Başkomutanlık Milli Parkı

Dandinidere Tabiatı Koruma Alanı

Kaplıcalar
Önemli Kaplıcları Hüdai Termal Turizm Merkezi, Gazlıgöl Termal Turizm Merkezi ve Ömer ve Gecek Termal Turizm Merkezi'dir.

Afyon Kaplıcaları (Sağlık Turizmi)

Kuş Gözlem Alanı
Akdağ Acıgöl Akşehir ve Eber Gölü

Valilik : (+90-272) 215 12 46 - 215 06 60
Belediye : (+90-272) 214 42 55 - 215 22 53
Hastane : (+90-272) 212 08 02
Polis : (+90-272) 213 80 04 - 213 80 05
Jandarma : (+90-272) 213 71 83
İl Turizm Müdürlüğü : (+90-272) 213 54 47 - 214 12 21
Turizm Danışma Müdürlüğü : (+90-272) 213 54 47 - 214 12 21
İl Kültür Müdürlüğü : (+90-272) 213 76 00

Afyon ili, zengin bir mutfağa sahiptir. Özellikle hamur işleri, haşhaşlı ve kaymaklı yiyecekler yöreye has özellikler taşır. Başlıca yemekleri arasında bulgur yemekleri, sakala çarpan çorbası,çullama köfte, ilibada dolması, sulu köfte, sırt dolması, göce tarhanası, nohut çöreği, göce köftesi ve tarhanası, özbek pilavı, Afyon salatası, şakşuka yer alır. Afyon kaymağı, lokum ve şekerlemeleri yörede en çok bilinen tatlılardır.

Afyon'dan yemek tarifleri


Sakala Çarpan Çorbası
Malzemeler :
1/2 su bardağı yeşil mercimek
6 su bardağı su (tavuk suyu veya et suyu tercih edilir )
2 adet küçük kuru soğan
4 yemek kaşığı tereyağı veya margarin
3 yemek kaşığı un
2 tatlı kaşığı tuz
1/2 su bardağı tel şehriye
1 yemek kaşığı kuru nane Hazırlanışı : Mercimek yıkanır ve bir su bardağı su ile akşamdan ıslatılır, kalan su eklenip 25-30 dakika pişirilir. Soğan soyulur, yıkanır ve ince ince doğranıp yağla birlikte kısık ateşte ara sıra karıştırılarak kavrulur, un katılarak bir iki defa çevrilir ve mercimeğe eklenir. Tuz ilave edilir. Kaynayınca şehriye ilave edilir. 15-20 dakika daha pişirilir, iki yemek kaşığı yağ eritilir, nane de eklenip karıştırıldıktan sonra, çorbanın üzerine gezdirilir.

Özbek Pilavı
Malzemeler:
3 su bardağı pirinç
1 kg. kuşbaşı et
6 su bardağı un
2 adet kuru soğan
4 adet havuç
Ayçiçek yağı Hazırlanışı: Pirinç ve soğan yağda kavrulur. Kaynamakta olan 6 bardak suyu kavrulmuş olan pirince dökülür ve tuz katılır. Suyu çekene kadar pişirilir. Suyu çekmiş olan pilavın altı kapatılarak üzerine peçete kapatılır ve demlenmeye bırakılır. Ayrı yerde havuç kavrulur ve pişmiş olan etle birlikte karıştırılarak pilavın üzerine dökülür. Servis yapılır. Ağzı Açık Malzemeler:Hamuru için;
2kg.Un
125 gr. İç yağı
1/2 kg. ayçiçek yağı
1 fincan sirke
1 yemek kaşığı yoğurt Tuz ve su için;
500 gr. Kıyma veya peynir
8 adet yumurta
1 adet maydanoz
tuz, karabiber Hazırlanışı: Un , tuz sirke yoğurt ve su karışımı kulak memesi yumuşaklığında yoğrulur. Yoğrulan hamur iki eşit parçaya bölünür. Beze haline getirilir. Bezeler oklava yardımıyla açılır. Açılan hamurun üzerine eritilmiş iç yağı ve ay çiçek yağı karışımı sürülür. Katlanarak bir tepsiye konulur. Diğer bezeye de aynı işlemler uygulanır. Katlanan bezeler küçük kare parçalar halinde kesilir. Kesilen küçük parçalar oklava ile yuvarlak olarak asılır. Diğer tarafta iç malzemeleri karıştırılır. İç malzemesi açılan hamurun ortasına konulur. Kıymanın ortası görünecek şekilde kenarlar büzdürülerek kapatılır. Yağlanmış tepsiye sıralanır. Tepsi dolduktan sonra karışık yağla üzerleri yağlanır, önceden ısıtılmış fırına tepsiler verilir. Alt ve üst kızarıncaya kadar pişirilir. Biraz soğuyuncaya kadar bekletildikten sonra servis yapılır.

Fırma Baklavası
Malzemeler:
4 su bardağı un
250 gr. Margarin
1 çay bardağı sıvı yağ
1 yumurta
1 çay kaşığı kabartma tozu
1 fincan süt
1 çay bardağı ceviz Şurubu için;
4 su bardağı şeker
3.5 su bardağı su kaynatıp iki üç damla limon sıkılır Hazırlanışı: Tavada çiçek yağı kızdırılır. Ateşten indirilip. Biraz soğuyunca 1/4 margarin, 1 kaşık karbonat, 1 kahve fincanı su ilave edilerek karıştırılır. Bu karışıma 2 su bardağı un yavaş yavaş ilave edilerek hamur haline gelinceye kadar devam edilir. Bu işlem bittikten sonra elde köfte şeklinde verilerek tepsiye dizilir. 200 derece fırında pembeleşinceye kadar yarım saat pişirilir. Bu arada şerbeti hazırlanır. Fırından çıkarılan ılımış fırma baklavasının üzerine ılık olarak şerbet dökülür. 1 saat beklenir, servis yapılır.