Sosyal demokrasi, sosyalist ideallerden esinlenen fakat ağırlıklı olarak içinde varolduğu politik ortamdan ve bu ortama özgü liberal değerler tarafından belirlenen melez bir politik gelenek olarak tanımlanmaktadır. Sosyal demokrasi kavramı bugün birçok gelişmiş Batılı toplumda siyasal olarak pratikte uygulanmaktadır.
Sosyal demokrasi tarihsel olarak geleneksel Marksizmle ilişkilendirilmektedir. Ancak günümüzdeki anlamı daha farklı bir içeriğe sahiptir. 20. yüzyılın ikinci yarısından itibaren kapitalizmi kendi içsel dinamikleri içerisinde reforme etmek isteyen bir anlayış anlamında bir dönüşüm geçirmiştir.
Piyasa ekonomisi içerisinde dengeli bir devlet müdahalesi ile birtakım iyileştirmelerin gerçekleştirilebildiği bir anlayış olarak biçimlenmiştir. Bu bağlamda sosyal demokrasi kavramı Keynesyen ekonomi politikalarının etkisiyle kapitalizmin içsel çelişkilerini, krizlerini aşmadaki rolünü, toplumsal tabanda sosyal refah devleti ilkeleri ile birleşmesi sonucunda etkinlik kazanmıştır.
Kapitalizmin piyasa ekonomisi içerisindeki katı yorumu Keynesyen politikalar ile refah devleti anlayışının benimsenmesi ile yumuşatılmıştır. Buna göre devletin piyasalara müdahalesi artırılmış, toplumda sosyal adalet yaygınlaştırılmıştır.
Devlet hem piyasalarda düzenleyici rolünü artırmış hem de ücret politikalarını revize etmiştir.Sosyal demokrasi anlayışı sosyal devlet anlayışının bu anlamda tamamlayıcısıdır.
Heywood sosyal demokrasinin özelliklerini şu şekilde sıralamıştır:
• Sosyal demokrasi, liberal-demokratik ilkeleri onaylar ve siyasal değişimin
barışçıl bir biçimde ve anayasa çerçevesinde olabileceğini ve olması gerektiğ
ini kabul eder.
• Kapitalizm, zenginlik yaratmanın tek güvenilir yolu olarak kabul edilir; bu
yüzden sosyalizm, nitelik bakımından kapitalizmden farklı değildir.
• Kapitalizm, yine de özellikle bir zenginlik dağıtım aracı olarak ahlaki açıdan
kusurlu görülür; kapitalizm yapısal eşitsizlik ve yoksullukla ilişkilidir.
• Kapitalist sistemin kusurları, bir iktisadi ve sosyal mühendislik süreciyle
devlet müdahalesi sayesinde giderilebilir; devlet kamusal veya müşterek yararı
n koruyucusudur.
• Ulus-devlet, devletlerin kendi sınırları içinde iktisadi ve sosyal hayatı düzenlemede
önemli bir güce sahip olmaları anlamında, siyasi yönetim için anlamlı
bir birimdir
Sosyal demokrasi 20. yüzyılın ikinci yarısında neoliberalizme karşılık kendisini yeniden tanımlayarak özellikle kıta Avrupasında önemli kazanımlar elde etmiştir.
Ancak 21. yüzyıla girerken bu kazanımlar büyük ölçüde zayışamıştır. Zira sosyal demokrasi zaman içerisinde değişen toplumsal ve ekonomik koşullar karşısında kendini yenileyememiş, neoliberalizmin baskın politikaları ile de zayışamıştır.