Robertson, küreselleşme sürecinin tarihsel gelişimi üzerine odaklanmıştır. Robertson’a göre küreselleşme süreci 15. yüzyılda ortaya çıkmıştır. Robertson, küreselleşmenin tarihsel olarak gelişim sürecini beş aşamada açıklamıştır.
1. Oluşum aşaması (1400-1750): Yeni ulusal toplulukların ortaya çıkışı, modern anlamda coğrafya ve takvimin doğuşu, bireyciliğin ve hümanizmin önem kazanması.
2. Başlangıç Aşaması (1750- 1802): Uluslararası ilişkilerin formalleşmeye başlaması, yurttaş ve insanlık kavramlarının belirginleşmesi,
3. Kalkış aşaması (1870- 1920): Ulus devlet kavramının yerleşmesi, küresel iletişimin hızlanması, olimpiyat oyunları, Nobel ödülleri gibi uluslararası küresel organizasyonların başlaması.
4. Hegemonya mücadele aşaması (1920- 1960): Küresel düzeyde savaşlar ve çatışmalar
5. Belirsizlik Aşaması (1960- 1990): Küresel kuruluşların sayılarının artması, kitle iletişim sistemlerinin küresel düzeyde yaygınlaşması, dünya vatandaşlığı, insan hakları gibi kavramların yanı sıra etnik, ırka ve toplumsal cinsiyete dayalı yapıların gelişmesi (Bilton ve diğerleri, 2008, s.48-49).
Robertson’ın küreselleşmeye dair yaptığı açıklamalar, Avrupa dışı toplumların
bu sürece etkilerine yer vermemesi nedeniyle Avrupamerkezci olduğu için eleştirilmektedir