Dünya tarihinin gördüğü gelmiş geçmiş en büyük askeri ve siyasi dehalardan biri: Timur. Timur, 18 Şubat 1405 tarihinde, Çin’e sefere giderken Otrar’da 69 yaşında ölmüş. Hemen, Semerkand’a getirilerek torunu Halil Sultan tarafından, daha önce ölmüş olan torunu Muhammed Sultan’ın Ruh Abâd yakınlarındaki medresesine defnedilmiş.
1941 yılına gelindiğinde ise 2. dünya savaşının en hararetli yıllarında Stalin’in verdiği bir emirle bir grup antropolog Özbekistan’a gönderilmiş. Stalin’in Sovyet antropolog Mikhail Gerasimov liderliğindeki ekibe verdiği görev Timur’un mezarının bulunması ve cesedinin mezardan çıkarılarak incelenmesi imiş. Ancak Timur Özbekistan’da bir ulusal kahraman olarak görülmekteymiş ve ayrıca mezarın lanetli olduğuna dair bir inanış varmış. Yerel Müslüman din adamları mezarın açılmasına karşı çıkmış, birçok protesto yapılmış. Antropologları eğer Timur mezarında rahatsız edilirse üçüncü günde büyük bir felaket olacağı konusunda uyarmışlar. Anıt mezarında her kim olursa olsun Timur’un mezarını deşerse ülkesine savaş şeytanlarının dolacağını söyleyen bir yazı olduğu söyleniyormuş. Tüm bu uyarıları yerel bir batıl inanç olarak kabul edip gözardı eden Mikhail Gerasimov 19 Haziran 1941 tarihinde mezarı açarak Timur’un cesedini incelemiş. Tabutunun dışında yazılı olan ”Ben ölümden uyandığımda tüm dünya titreyecek” yazıtı dikkate alınmamış.
Ancak tesadüf bu ya! Timur’un mezarının açılmasından 3 gün sonra 22 Haziran 1941’de Nazi Almanyası, Sovyetler Birliğine savaş ilan edip Barbarossa operasyonunu başlattı.Bu sürpriz saldırı ile Sovyetler Birliği’ni işgal etti. Antropolog Gerasimov, kafataslarını inceleyerek Timur’un büstünü yaptı. Timur’un bedeninde yapılan araştırmada, 1.73 cm boyda, geniş göğüslü ve belirgin elmacık kemikli biri olduğu anlaşıldı. Ayrıca onun kalça incinmesinden dolayı aksaklığı doğrulandı.