Sıcaklık, yağış miktarı ve yağışın yıl içerisindeki dağılımı, nemlilik, rüzgar, enlem ve yükselti farklılıkları ve topoğrafya arasındaki pek çok ilişki, yeryüzündeki biyomların şekillenmesinde önemli etkenlerdir. Bu nedenle her karasal biyom, kendisine özgü bitki örtüsüne sahiptir ve kendisi için tipik olan hayvan türleri içerir.
Güneşten gelen ışınların dünyanın ekvator çevresine daha dik açıyla çarpması bu alanlara, daha fazla ısı bırakır. Oysa, güneş ışınları, kutuplara doğru gidildikçe daha eğik olarak gelmekte ve bu alanlar gittikçe daha az ısı almaktadır. Böylece ekvatordan kutuplara doğru gidildikçe küresel boyutta, sıcaklıkta ve alınan ışık miktarında farklılıklar ortaya çıkmaktadır. Bu, biyomlardaki canlı türlerinin yayılışını belirlemede en önemli etkenlerden biridir.
Küresel ölçekteki hava sirkülasyonları ve yağışlar da biyomların belirlenmesinde önemli olmaktadır. Güneşten gelen ışınlar, hem atmosferi hem karasal ortamları hem de suyu ısıtmaktadır. Bu ısınma olaylarının yarattığı sıcaklık değişiklikleri, hava akımlarının ortaya çıkmasına yol açmakta, suyun buharlaşmasına ve buna bağlı olarak da yağışların meydana gelmesini sağlamaktadır.
Böylece, fazla miktarda buharlaşmanın olduğu, nemli havaya sahip olan tropikal bölgelerde yoğun yağışlar görülmektedir. Diğer taraftan tropiklerin gerisinde kalan 30º kuzey ve güney enlemleri civarında yükseklerdeki oldukça kuru hava yeryüzüne inerken karasal ortamlardan nem çekmektedir. Onun için bu enlemlerde yaygın olarak çöllere ve çöl biyomlarına rastlanmaktadır.
Okyanus akıntıları, karalar üzerinden geçen hava kütlelerini ısıtarak ya da soğutarak iklimi etkiler. Bu nedenle kıyı bölgeleri, aynı enlemde yer alan iç kesimlerden daha nemli ve daha farklı sıcaklıklara sahip olabilir. Ayrıca okyanusların ve büyük göllerin yakınındaki alanlar, iç kesimlere göre daha ılıman olma eğilimindedir.
Kuzey yarımkürede ekvatordan kutuplara doğru gidildiğinde, tropikal yağmur ormanlarından tundraya kadar uzanan farklı biyomların olduğunu gördük. Yüksek enlemeler ve yüksek irtifalar, alçak seviyelerdekine göre daha düşük sıcaklığa sahiptirler. Eğer ılıman kuşakta yer alan yüksek bir dağın, eteğinden zirvesine doğru bulunan biyomlar incelenecek olursa, yüksek enlemelere gidildikçe gözlemlenen değişimlerle benzerlikler olduğu görülür. Kabaca, yükseltideki 100 metrelik artışla ortaya çıkan değişiklik, enlemdeki 50 km’lik artışla gözlenene denk gelmektedir.
Maddeler halinde biyomların dağılışına etki eden faktörler:
- Sıcaklık farkları.
- Basınç farkları.
- Rüzgar oluşumları.
- İklim koşulları.
- Güneşin gelme açısı ve güneşlenme süresi.
- Nemlenme.
- Yağış farklılıkları.
- Yeryüzü şekilleri.