Mobbing davası, hukukumuz içerisinde mobbing davası, özel olarak düzenlenmemiş olmasına rağmen kişilerin iş yerinde uğramış oldukları her türlü baskı sebebiyle somut olayın özelliklerine göre mobbing davası açılması mümkündür.

Mobbing davasında uygulanacak olan kanun hükümleri somut olayın özelliklerine göre farklılık gösterecektir. Türk hukukunda psikolojik baskı veya taciz üzerine uygulanması mümkün olan birçok madde hükmü yer almaktadır. Karşılaşılan olayın niteliklerine göre mobbing davası açılması halinde bu hükümlerden somut olayla örtüşeni uygulama alanı bulacaktır.

Mobbingin az olması ya da çokluğu bir ülkenin gelişmişlik seviyesiyle alakalıdır. Ülkemizde sıklıkla farklı şekillerde mobbing davasına rastlamak söz konusudur. Çünkü Türkiye’ de işçinin problemleri mobbingin genellikle önüne geçmektedir ve bu tür bir olaydan dolayı yakınmak çoğu kesim tarafından lüks olarak görülmektedir.

Aynı zamanda şunu da söylemeliyiz ki psikolojik baskıda bulunan kimseler çoğu zaman bunun farkına varmamaktadırlar. Aynı şekilde mobbinge maruz kalanlar da bu durumun normal olduğunu düşündüğünden çoğunlukla şikayetçi olmamaktadırlar. Esasında bu durum dikkatlice ele alınması gereken bir konudur.

Mobbingin bir ülke açısından sıradanlaşmış olması normal bir durum olarak kabul edilemez. Dolayısıyla işyerinde herhangi bir şekilde psikolojik baskı ya da taciz altında olduğunu düşünen kimselerin bu durumu sonlandırabilmesi adına mobbing davası açması yerinde olacaktır.

Mobbing (İşyerinde Psikolojik Taciz) Nedir?

Mobbing, günümüzde sıkça duyduğumuz ve kısaca psikolojik şiddet anlamına gelen bir kavram olarak karşımıza çıkmaktadır. Mobbing, iş hayatına has bir durum olmamasına rağmen sıklıkla iş hayatında rastlanmaktadır. Türk hukukunda mobbingi birebir tanımlayan bir madde olmamasına rağmen uygulamada mobbingin bazı yaptırımları mevcuttur.

İşyerinde psikolojik baskı kanunlarda yer almamasına karşın mobbing yasağının dayanağı çeşitli kanunlarla beraber Anayasa ve evrensel olarak kabul edilmiş ilkelerdir.
Mobbing, insan onuru zedeleyen ve insanı küçük düşüren her türlü davranıştır. Bu nedenle şeref, haysiyet ve insan onurunu korumaya yönelik olarak uygulanan kanun hükümleri mobbing açısından da uygulama alanı bulacaktır. Belirtmiş olduğumuz üzere mobbing dayanağını Anayasadan da almaktadır.

Nitekim Anayasamızın başlangıç kısmında her Türk vatandaşının onurlu bir hayat sürme ve maddi – manevi varlığını bu yönde geliştirebilme hak ve yetkisine doğuştan sahip olduğu belirtilmiştir. Bunun yanı sıra İş Kanunu’nun bazı maddelerinden yola çıkılarak da mobbingin yasaklandığını anlayabiliriz.

Aynı zamanda bu kanuna göre mobbing, iş sözleşmesinin feshi için yeterli bir sebep olarak görülmektedir. İlgili kanunun 24. maddesine göre işverenin, işçinin ya da ailesinin üyelerinden birinin şeref ve namusuna dokunacak tarzda sözler sarf etmiş olması, davranışlarda bulunması ya da işçiye cinsel tacizde bulunulması mobbing kapsamında kabul edilmiştir.

Mobbing Cezası Nedir?

Mobbingin hukukumuz içerisinde özel bir yeri olmaması sebebiyle somut olayın niteliklerine göre kanunlarımızda yer alan psikolojik baskı ya da taciz düzenlemeleriyle birlikte bunların yaptırımları mobbing davasında uygulama alanı bulacaktır.Türk Ceza Kanunu’na açısından mobbing eyleminin özelliğine göre başvurulabilecek pek çok yol mevcuttur.

TCK m.97’de yer alan eziyet suçu, TCK m.125’te yer alan hakaret suçu ve TCK m.123’te yer alan kişilerin huzur ve sükununu bozma suçu bu hukuki yollar arasında yer almaktadır. Uygulanacak hükümlere göre mobbing davasının davalı tarafına cezai yaptırım uygulanması söz konusu olacaktır. Türk Ceza Kanunu’nun yanı sıra 4857 sayılı İş Kanunu ve ilgili diğer mevzuatlar çerçevesinde işçiyi koruma ve gözetme yükümlülüğü düzenlenmiş olduğundan dolayı mobbinge maruz kalan çalışanların hak ve menfaatleri ilgili hükümlere dayanılarak korunabilmektedir.

Aynı zamanda Türk Borçlar Kanunu’nun 417. maddesinde işçinin kişiliğinin korunmasına yönelik bir düzenleme de yer almaktadır.
Buna göre, işveren, hizmet ilişkisi içerisinde işçinin kişiliğini korumak ve ona saygı göstermek ve aynı zamanda işyerinde dürüstlük ilkelerine uygun bir düzeni sağlamakla yükümlüdür.

Aynı zamanda işçilerin psikolojik ve cinsel taciz ile karşılaşmalarının önüne geçmek ve bu tipte tacizlere uğramış olan olanların daha fazla zarar görmelerini engellemek için gerekli önlemleri alma yükümlülüğü de işverene aittir. Tüm bunların yanı sıra işyerinde sağlık ve güvenliği sağlamak da işverenin yükümlülüklerinden birisi olarak karşımıza çıkmaktadır.

İşverenin belirtmiş olduğumuz hükümler dahil olmak üzere sözleşmeye aykırı davranışı sebebiyle oluşan zararları tazmin etme sorumluluğu vardır.
Sonuç olarak şunu söyleyebiliriz ki mobbing davası, iş yerinde cinsel ya da psikoljik taciz uğrayan kimseler tarafından açılacak olup davada uygulanacak madde hükmüne göre karşı tarafın cezai yaptırıma maruz kalması söz konusu olacaktır.

Mobbing Davası Nasıl Açılır?

Mobbing davası açılabilmesi için elbette ki mobbingin varlığı aranmaktadır. Mobbingten söz edilebilmesi için de bazı şartların varlığı gerekmektedir. Bunun için ilk olarak psikolojik tacizin işçiyi hedef almış olması şarttır. Aynı zamanda bu taciz belli bir süre devam etmeli ve sistematik olarak uygulanmalıdır.

Yargıtaya göre söz konusu süre 6 ay olarak kabul edilmiştir. Yani 6 ay boyunca psikolojik tacize uğrayan kimse mobbing davası açabilir. Aynı zamanda bu tacizin işveren tarafından işçiye ya da işverenin işçileri tarafından diğer işçilere uygulanmış olması gerekmektedir.
Mobbing sayılan bu unsurların varlığı halinde işçi, İş Kanunu madde 24 uyarınca ihbar süresini beklemeden iş sözleşmesini feshetme hakkına sahiptir.

İşçinin kişilik haklarına karşı bir saldırının var olması halinde ise saldırı tehlikesinin önlenmesi davası, saldırının durdurulması davası ve hukuka aykırı saldırının tespiti davası açılması mümkündür.
Mobbing davası içerisinde şunu belirtmeliyiz ki davanın niteliği çalışanın sıfatına göre değişmektedir. Yani mobbinge maruz kalmış olan kimse eğer memur ise açılacak dava idari yargının konusu olacaktır ve dolayısıyla görevli mahkeme İdare Mahkemesi olacaktır.

Fakat eğer tacize uğrayan kimse özel sektör çalışanıysa somut olayın niteliğine göre ya İş Mahkemesinde ya da Asliye Hukuk Mahkemesinde dava açılması söz konusu olacaktır. Mobbing davası neticesinde verilecek olan karara itiraz etmek mümkündür.

Mobbing Nedeniyle Tazminat

İş yerinde uğranılan cinsel ya da psikolojik taciz sebebiyle işçinin tazminat talep etme hakkı mevcuttur. İş Kanunu madde 24 ‘e göre işçinin sözleşmeyi feshetmesi halinde eğer bu fesih kıdem tazminatı şartlarını taşıyorsa işçinin hak ve ücretlerine ilişkin olarak dava açılması mümkün olacaktır.

Aynı zamanda başka türlü bir dava açılması halinde maddi ya da manevi tazminat talebinde bulunulması da mümkündür. işçinin bulunacağı maddi ya da manevi tazminat talebi için Borçlar Kanunu’nda yer alan haksız fiil hükümleri uygulama alanı bulacaktır.

Mobbing davası ile tazminat talep eden kimse işyerinde psikolojik baskı ya da tacize uğradığını ispat etmekle yükümlü olacaktır. Dolayısıyla olayın ispatı için delil bulundurması davacı açısından çok faydalı olacaktır.