Lidya, Anadolu’da Tunç Çağının sonlarından başlayarak MÖ 6. yüzyıla kadar hüküm süren Lydia uygarlığının beşiğini ve merkezini oluşturan bölgedir. Lidya hayvansal, bitkisel ve madeni kaynaklar açısından çok zengin bir bölgede yer almaktaydı. Başkent Sardes’in içinden geçen Pactolos Nehri’nin getirdiği altın tozu Lidya’nın zenginliğine katkıda bulunmaktaydı. Lidyalılar din konusunda daha çok komşuları İyonların etkisi altında kalmışlardı. Bununla birlikte Lidyalılar’ın Yunanlılar ile ticari ilişkilerinin yanı sıra dinsel ilişkileri de vardı. Lidya dininde en önemli kültler Ana Tanrıça-Artimu (Artemis) veya Kybele, Luvi Tanrıçası-Kuvava, Tarım Tanrısı-Baki (Dionysos), Yağmur Tanrısı-Leus (Zeus) ve mezarların koruyucusu-Santas’tır. Lidyayı gücünün doruğuna ulaştıran Kroisos (Karun)’un adı şaşaalı zenginlik ifade eder tarzda hem Batı kültürlerinde hem de Karun şeklinde Doğu kültürlerinde efsaneleşmiştir. Yunan tanrılarıyla geçen birçok mitolojik hikâyesi vardır. “Barışta oğullar babalarını, savaşta babalar oğullarını gömer.” sözü de efsanevi Kral Kroisos’e aittir.

Niobe, Lidya kralı Tantalos’un kızıdır. Thebai kralı Amphion’la evlenmiştir ve ondan bir düzine çocuğu olmuştur.

Niobe, çok fazla çocuğu olduğundan kendisini Tanrıça Leto’dan üstün görerek tanrıçayı aşağılamıştır. Bunun üzerine Leto’nun çocukları Artemis ve Apollon, Niobe’nin çocuklarını oklarla öldürmüştür. Altı erkek çocuğunu Apollon, altı kız çocuğunu Artemis öldürmüştür. Niobe bu acıya dayanamamıştır ve tanrı buyruğuyla taş olmuştur.



Niobe, efsaneyi doğrulayan bir biçimde taşa dönüşmüştür ve bugün Manisa’da kadın yüzü biçiminde bir kaya vardır. Bu kayanın göz yeri deliklerden su akar. Bu da gözü yaşlı Niobe’yi tasvir etmektedir.