Bir varlığı tanımlayabilmek için o varlığı, kendi dışındaki varlıklardan ayırtetmek lazımdır. Bu da tanımlanacak varlığın temel özelliklerini belirtmekle mümkün olur. Felsefe tarihinde insanla ilgili tanımlarda insanı diğer varlıklardan ayıran beş temel özellik zikredilir.
Bunlar:
Akıl
Düşünme
Konuşma
Alet yapma (alet kullanma değil)
Sosyal hayat sürmedir.
Aslında bunların hepsi sonuçta düşünmenin ve aklın fonksiyonlarıdır. Bu nedenle insan düşünme ve akıl sahibi olma özelliği ile diğer varlıklardan ayrılır. Bu anlamda sosyolojinin ilgi alanına, düşünen ve akıllı varlık olan en az iki insanın karşılıklı davranışları girmektedir.
İnsanda biyolojik, psikolojik ve sosyal olmak üzere üç tür davranış gözlenmektedir. Bunu U— —T formülü ile şu şekilde ifade edebiliriz
Sosyal davranış (SD), biyolojik tepki (BT) ve psikolojik davranıştan (PD) farklıdır. Bir davranışın sosyal davranış haline gelebilmesi için fertten çıkıp fertler arası sürekli ve düzenli bir yapı kazanması lazımdır. Yani biyolojik ve psikolojik davranış ferdi olduğu halde sosyal davranış toplumsaldır.
Bir davranışın sosyal davranış olabilmesi için iki şarta ihtiyaç olduğu ortaya çıkmaktadır. Bunlar:
• Fertler arası karşılıklı haberdarlık (etkileşim ve iletişim)
• Birlikte mensubiyet duygusu (grup şuuru) dur
Bu özellikleri ile sosyolojinin konusuna giren sosyal davranış, birbirinden haberdar olan ve birlikte mensubiyet duygusuna sahip en az iki insanın davranışıdır.
Aşağıdaki şemada, dokuz üyeli bir sosyal grupta tek tek fertleri ve bunları birbirine bağlayan ilişkileri görüyoruz. İlişkiler sistemi oklarla gösterilmiştir.
Sosyoloji diğer sosyal bilimler gibi bir davranış bilimidir.
Bir davranışın sosyal davranış haline gelebilmesi için iki şarta ihtiyaç vardır.
Bunlar:
• Fertler arası karşılıklı haberdarlık (etkileşim ve iletişim)
• Birlikte mensubiyet duygusu (grup şuuru) dur.
Fertler arası etkileşim ve iletişimler bir davranış düzlemi oluşturur.
Bu düzlem somuttur ve belli sınırlar çerçevesinde bir yapısının vardır.
Ancak gözlenmesi belli bir zamana ihtiyaç gösterir.
Diğer bir ifade ile sosyal olay ve olguların anadeteminasyon ilkesi zamandır.
Zira biz, bir sosyal davranış alanında yalnız şahısları ve onların ferdi davranışlarını görebiliyoruz. Şahıslar arasındaki ilişkileri göleyemeyiz. Şahıslar arasındaki ilişkiler sisteminin meydana getirdiği davranış alanı ancak, ölçülebilir belli zaman ve mekân süreçleri içerisinde algılanabilir.
Diğer bir ifade ile sosyal davranış alanı içindeki davranış olgusu, bir zaman sürecine ihtiyaç gösterir. Bu özellikleri ile sosyal davranış alanı, belli bir sosyal grup içerisinde ortaya çıkan sosyal anlaşmanın sonucu, sınırları belirlenen davranışlar topluluğunu ifade etmektedir ve ferdin davranışları bu davranış alanı içerisinde anlam kazanmakta; sosyal davranış haline gelmektedir.
SOSYAL DAVRANIŞ DÜZLEMİ
Sosyal davranışlar ve bu davranışların oluşturduğu sosyal davranış alanı gerçektir; olmuş bitmiş veya oluş halinde bulunan gerçek bir varlıktır.
Varlık (obje) insana (sujeye) şu altı özelliği ile kendini algılatır:
• Somut-Soyut (Konkret-Abstrak)
• Açık -Gizli (Manifest-Latent)
• Gerçek-Kurgusal (düşünmenin ürünü), (Real-İrreal)
Sosyolojinin konusunu oluşturan sosyal davranış düzlemi gerçektir; tarihi varlık alanı içerisinde mevcuttur. Ancak algılanabilmesi belli bir zaman sürecine ve ölçülebilir mekâna ihtiyaç gösterir. Bu nedenle anlık algı dışıdır. Gizli olması sosyal varlık alanının gerçek olmasına engel değildir. Sosyal varlık alanı aynı zamanda somuttur.
Bu sosyal varlık düzleminin belli sınırlar çerçevesinde bir yapısının olduğunu ifade eder. Böylece sosyoloji, konusu itibariyle pozitif bir bilim olarak karşımıza çıkmaktadır. Kısaca, Hans Freyer’in deyimi ile “sosyoloji olması gerekenin değil olanın ilmidir.”
Sosyoloji bir davranış bilimidir. Ama Max Weber’in deyimi ile “insanın sosyal davranışlarının anlaşılır ilmidir V. Pareto’ya göre de sosyoloji bir davranış ilmidir. Ancak “insanın mantık dışı (mantıksız değil) davranışlarının ilmidir.” E. Durkheim ise sosyolojiyi, “sosyal münasebetler ilmi” olarak tanımlamaktadır.