Kitle İletişim Araçları: İnternet ve Yeni Medya Nedir?

Geleneksel medyanın dışında, CD, VCD, DVD, Interaktif CD, GSM-WAP-GPRS, Internet gibi tümüyle dijital teknolojiyle üretilen ve içeriği üretenle tüketen arasında yeni bir ilişki tanımlayan medyaya yeni medya diyoruz. Bilgisayar oyunlarından dev veri tabanlarına, sanal mağazalara kadar yeni bir kültürel alan yaratan bu medya türlerinden, tümünün tipik özelliklerini kapsayan interneti ele alacağız.

ENIAC adındaki ilk bilgisayarın askeri amaçlarla 1946 yılında geliştirilmesiyle dijital çağ başlamış oldu. Bilgisayarların yine askeri amaçlar ile kendi aralarında iletişmelerini sağlamak için 1960'larda geliştirilen iletişim protokolü ARPANET adlı askeri proje ağının doğmasına neden oldu.

Bunun ardında standartlaşan TCP/IP protokolü verilerin paketler halinde güvenli ve hızlı olarak ağlar üzerinden iletilmesini sağladı ve Arpanet'e üniversitelerin de katılımıyla internet ortaya çıktı. Ağa bağlı her bilgisayarın numarası (IP number) üzerine dayanan adresleme sistemi, DNS (Domain Name System) ile insanların kolaylıkla kullanabileceği adresleme sistemine dönüştürüldü ve .com, .edu, .net gibi domain adları saptandı. Web en yaygın internet hizmeti olarak hızla gelişirken e-posta, irc (Chat), ftp gibi diğer hizmetler de gündeme geldi.

1990'ların sonuna gelindiğinde “ağların ağı” tanımlamasına uygun devasa bir ağ iletişim ve bu ağ üzerinde yeni bir kültürel ortam ortaya çıktı. Türkiye ilk kez ODTÜ- TÜBİTAK işbiriği ile 1993 yılında ABD üzerinden internete erişti. Bugün kamusal omurgayı TTNET adıyla Türk Telekom işletiyor. Ayrıca akademik kuruluşların bağlantısı için ULAKNET de ayrı bir omurga kurmuş durumdadır.

Internet bir yandan “sansürsüz” enformasyon erişimi ile iletişimi demokratikleştirirken bir yandan da var olan eşitsizlikleri sürdürmektedir. Dijital uçurum (digital divide) diye de adlandırılan internet kullanımındaki ülkelerarası ve ülke içi eşitsizlik, ekonomik eşitsizliklerin bir devamı olarak aynen sürmektedir.

Ayrıca internet üzerinde yayınlanan içeriğin büyük bölümü mevcut (egemen) medyada dağıtılan içeriğin aynısıdır ve çoğunlukla İngilizcedir. Bu durum masaüstü sömürgecilik kavramını gündeme getirmiş ve internetin ve eşitlikçi bir alternatif medya olma potansiyeli tartışılmaya başlanmıştır.

Öte yandan bu medyaya ilişkin yasal düzenleme tüm ülkelerde girişimleri denetim-özgürlük ikilemine yeni boyutlar katmıştır. Son olarak internetin bir izleme-denetleme aracı olarak da kullanılabilir olması, gözetim toplumu, büyük hapisane ve big brother gibi kavramları yeniden günden taşımaktadır.