Aristoteles ve Platon'un Varlık Anlayışları

Platon'daki idealar dünyası ve madde dünyası şeklinde ortaya çıkan düalist (ikili) metafizik; Aristoteles'te madde (“hyle”) ve form (“morphé”) olarak devam etti. Bu dünyadaki her şey, form kazanmış maddedir. Maddenin özü, bir şey olabilme ve bir şey yapabilme potansiyelidir.

Madde kendi özünü bir form olarak, bir hareket olarak gerçekleştirir. Aristoteles'in bu ikili metafiziğinden sonra tekrar tekli metafiziklerle karşılaşılır. Kıbrıslı Zenon, “varlıkların temel ilkesi ateştir” diyerek Heraklaitos'u yeniden canlandırmıştır. Yaratıcı ateş, bir tohum gibi her varlığın içinde bulunur. Bu ateş insanlarda akıl, canlılarda ruh, cansızlarda bir yetenek olarak vardır.

Platon'a göre tam yokluk yoktur, göre-celi bir yokluk vardır. Bir şeyin başka bir şey olması, bulunmayışı yokluk olarak nitelenir. Aristoteles de yokluğun düşünülemeyeceğini savunarak, genellikle oluş ve gelişme üzerinde durmuştur.

Platon'un idealar âlemi ve fenomenler (görünüşler) âlemi olarak ikiye ayırdığı varlık dünyasını, Aristoteles tekrar birleştirdi. Ona göre gerçek varlık, fenomenlerin içinde gelişen "öz" idi.

Fenomenlerin dışında ayrı bir idealar âlemi yoktu. Her varlığın içindeki bir öz, o varlığı, bir gelişme süreci içinde biçimlen-diriyordu. Özün daha gerisinde, ikinci ve daha yüksek bir gerçeklik yoktu.

Platon ideler dünyasını oluşun ve değişmenin olmadığı, bu varlık dünyasını da oluş ve bozuluşun olduğu bir dünya olarak anlatır. Oluş dünyasını yaratan Demiourgos adlı iyilik idesidir. Aristoteles'e göre da oluş, madde içindeki gizli gücün harekete geçip o maddeyi geliştirmesidir.

Özün kendini gerçekleştirmesi dört nedenle olur; maddî, formal, hareket ettiren ve ereksel nedenler. Varlığın oluşu, belli bir amaca yöneliktir (teleolojik).