Bizans İmparatoru I. Justinianus, 532-537 yılları arasında dönemin en görkemli yapılarından birisini, o zamanlar imparatorluğunun başkenti olan İstanbul’a inşa ettirdi. Aradan geçen yüzlerce yılın ardından Osmanlı Devleti hükümdarı Fatih Sultan Mehmet, İstanbul’u fethederek bir çağı kapatıp yeni bir çağ başlattı. Ayasofya, 550 yılı aşkın süre boyunca Osmanlı ve sonra da Türkiye Cumhuriyeti himayesinde korundu.
Bir kilise olarak inşa edilip Osmanlı döneminde cami görevi gören Ayasofya, 24 Kasım 1935 tarihinde Atatürk ve İsmet İnönü’nün girişimleriyle müzeye çevrildi. O günden bu yana her yıl milyonlarca turistin akınına uğrayan yapının en gizemli tarafı ise altındaki tünelleri.Ayasofya hakkında tarih kayıtlarına geçen tuhaf efsaneleri merak eden araştırmacı Göksel Gülensoy, bundan 20 yıl önce çalışmalara başladı. 45 kişilik ekibiyle birlikte Ayasofya’nın altındaki ve sarnıçları araştıran Gülensoy, bu araştırmasıyla Dan Brown’un Inferno isimli kitabına da ilham oldu. Ekibin ulaştığı birbirinden çarpıcı bilgiler, 1998 yılından bu yana yapım aşamasında oldukları 52 dakikalık muhteşem bir belgesele dönüştürüldü.
Gülensoy, CNN Türk’e verdiği demeçte, “Ayasofya’nın altını şimdiye kadar ilk defa görüntüleyen, Ayasofya’nın altına giren ilk ekibiz. Ne ile karşılaşacağımızı hiçbir zaman bilmiyorduk. Çünkü elimizde bir materyal yoktu. Hani ‘100 metre kuzeye gideceksin 200 metre doğuya gideceksin’ gibi bir verimiz yoktu” diyor.Ayasofya’nın altındaki mimariye değinen Güzelsoy, tünellerin ve sarnıçların nereye gittiğini, nereden geçilip, nerelere ulaşıldığını bilmediklerini söylüyor. Tarihi kayıtlarda ekibin yaptığı araştırmanın bir benzeri yok. Ekip tünellerde ilerledikçe karşılarına çıkan su altındaki sarnıçları araştırmak için dalgıçları devreye sokuyor. Ulaştıkları veriler ise tarihin en gizemli yapılarından birisi olan Ayasofya’yı ilk defa bu kadar net bir şekilde anlatıyor.
Ayasofya’nın Efsaneleri:
Göksel Gülensoy, Ayasofya hakkında kayıtlara geçmiş olan en tuhaf anlatının 571 yılından günümüze kadar ulaştığını söylüyor. Ayasofya’yı inşa ettiren dönemin Bizans İmparatoru Justinianus’un halk arasında dolaşmayan birisi olduğu belirtiliyor. Gülensoy, “Justinianus halk arasında dolaşmayan bir imparatordu ama böyle sihirli bir varlık gibi, yaratık gibi birden Ayasofya’nın içinde var oluyordu.” diyor. Hatta Justinianus’un Ayasofya’nın bilindik kapılarından çıkmadan aniden sarayına ulaştığı da anlatılar arasında.
Gülensoy, “Bir bakıyorsunuz hipodromdaki oyunlarda ya da sonra imparatorluk locasında kendini birden gösteriyor. Bu efsane günümüze kadar geldi. Tünellere girdiğimizde de Justinianus yolu dediğimiz özel bir yolla karşılaştık. Bu yolu da bu belgeselimizde paylaşacağız ve işleyeceğiz" açıklamasında bulunuyor.Ayasofya’nın Derinliklerinde isimli 52 dakikalık belgesel, ABD’nin en büyük ikinci müzesi olan Los Angeles sanat müzesinde ilk kez gösterime girecek. Gösterime Göksel Güzelsoy ve ekibinin dışında ünlü Hollywood yapımcılarının da katılacağı belirtiliyor.
Gülsensoy, "Dan Brown kitabı Inferno’da bu belgeseli ve ismimi yazarak beni onurlandırmıştı. Belgeseli kendi kitabında yaptığı kurguya referans olarak göstermişti. Tabii bu da çok önemli bir şey. Ben Türkiye’de yaşıyorum, Ayasofya aşığı bir insanım. Ayasofya’nın sırları hiçbir zaman bitmez.” dedi. Güzelsoy, belgeselin neden Türkiye’de gösterilmediğine ilişkin açıklamalarda da bulundu:
"Gönül ister ki güzel bir yerde, bütün bilim adamlarının ve bu işte emeği geçen herkesin bir araya geldiği bir etkinlikle Türkiye’de gösterim yapmak isteriz. Kim elimizden tutacak çok merak ediyorum, hiçbir destek almadık. Tam tersi kendi öz kaynaklarımızla yaptık bu belgeseli. O yüzden bu ülkenin vatandaşı olmak, bu ülkede böyle bir belgeseli yapıp Ayasofya’yı uluslararası platforma taşımak benim için ayrı bir onur, çünkü ben Türkiye’de yaşayan bir Türküm.”
Ayasofya’nın Derinliklerinde belgeseli 2019’da 90 dakikaya çıkartılmış uzun versiyonuyla sinema salonlarındaki yerini alacak. Türkiye’de belgeseli izlemek isteyen vatandaşlar, 2019’u beklemek zorundalar.