Canan Tan’ın en iyi kitaplarından bir tanesi olan Piraye adını Türk edebiyat dünyasının usta ismi Nazım Hikmet’in eşinden almıştır.
Romanda Piraye ismindeki genç bir kızın biyografisi hayat hikayesi olarak sunulmaktadır. Aile içinde yaşadıkları okul hayatındaki zorluklar, ilk aşk deneyimleri, evliliğe giden bir serüven ve evlilik sonrası yaşanan dram.
Piraye her genç kızın okuması gereken mükemmel bir hayat dersi kitabı diyebiliriz.
Piraye Dişçi bir babanın en küçük kızıdır. Babası tam bir Nazım Hikmet hayranıdır ve o yüzden iki kızının adını ayrı ayrı olarak Nazım Hikmet’in eşi olan Hatice Piraye’den esinlenerek Hatice ve Piraye koymuştur. Piraye’nin ablası erken yaşta evlenince babasının dişçi muayenesini bırakabileceği tek kişi Piraye kalmıştır. Piraye ise her zaman tiyatro ve edebiyat okumak istemiştir fakat babasını kıramamış ve dişçilik okumaya karar vermiştir.
Piraye Marmara Üniversitesi Dişçilik bölümünü kazanır. Okulun ilk gününde karşısına kolejden arkadaşı olan Esin çıkar. İkili bu karşılaşmadan sonra okul hayatı boyunca iyi arkadaş olarak devam ederler.
Piraye çok güzel bir kızdır ve bu yüzden erkekler onun peşini bırakmazlar. Fakat Piraye ablasının durumunu gördükçe erkekler konusunda hep mesafeli olur. Ablası genç yaşta evlenmiş ve iki çocuğu olmuştur. Fakat eşi ile hiç mutlu değildir ve eşi onu sürekli aldatmaktadır. Bu yüzden ablası eşi ile sürekli kavga edip babasının evine gelir. Piraye de bunu gördükçe kendi ayakları üzerinde durmadan aşk ve evlilik konusuna mesafeli olmaya karar verir.
Piraye’nin karşısına bir gün Haşim çıkar. Haşim Diyarbakırlıdır ve bir aşirete bağlıdır. Kendisi bir anlamda Ağa’dır. O da dişçilik okumaktadır ve ilk tanışmada Piraye’yi oldukça etkilemiştir. Piraye aşk konusundaki mantığını onun ile kaybetmeye başlar ve ikilinin aşkı çok hızlı ilerler. Haşim çok geçmeden Piraye’ye evlenme teklif eder ve Piraye de bu teklifi kabul eder. Fakat okulları devam ettiği için evlilik şimdilik sözde kalır. Haşim mezun olup askere gidecektir, Piraye de bu zaman diliminde okulunu bitirecektir.
Her şey planlandığı gibi gider. Haşim askere gider ve askerliğini tamamlar. Bu sırada Piraye de okulunu bitirir. Haşim kısa süreliğine diye Diyarbakır’a gider fakat bir türlü dönmek bilmez. Bu Piraye’yi rahatsız ve sonunda Haşim’in Diyarbakır’da dişçi muayenesi açmayı planladığı öğrenir. Piraye asla Diyarbakır’da yaşamayacağını belirterek evlilik kararını bozmaya karar verir. Fakat Haşim ailesinin zorladığını en azından Diyarbakır’a gelip muayeneyi görmesini ister. Fikri değişmez ise İstanbul’a dönmekte özgürdür.
Piraye bunun üzerine Diyarbakır’a gider ve muayeneyi ve şehri çok beğenir. Fikrini değiştirir ve Haşim ile evlenip Diyarbakır’a yerleşmeye karar verir.
Evlilik sonrası Piraye’nin hayatı tamamen değişir. Evlilik sonrası hem Haşim değişir hem de Haşim’in ailesinin gelenek baskıları artar. Haşim Piraye’yi gereğinden fazla kıskanır ve sırf erkek birini muayene ettiği için Piraye’yi döver. Ailesi ile erkek çocuk istemektedirler fakat Piraye bunu istemez. Fakat sonunda Piraye hamile kalır ama bu kez de çocuk kız olur. Bunun üzerine aile Piraye’ye karşı daha da soğuk davranırlar ve üzerine kuma getirme planları yaparlar.
Çok bunalan Piraye kızını da alıp İstanbul’a gider. Bu sırada Haşim’in ailesi de üzerine kuma getirir ve Haşim’in ondan bir çocuğu olur fakat çocuk sakat doğar. Piraye’nin babasının sağlık durumu da kötüleşir ve vefat eder. Bunun üzerine babasının muayenesini Piraye devralır. Haşim Piraye’yi geri kazanmak için İstanbul’a gelir fakat Piraye dönmeyeceği söyler. Haşim bu sırada Piraye’nin yeniden hamile kaldığını fark eder. Fakat Piraye Haşim’i babalıktan da reddeder ve onu yalnız bırakmasını ister. Haşim de son istek olarak çocuğun adını Haşim koymasını ister ve Diyarbakır’a geri döner.
Piraye’nin sonunda erkek bir çocuğu olur. Piraye Diyarbakır’dan da acı haberi alır. Haşim öldürülmüştür. Buna çok üzülen Piraye çocuğunun adını Haşim koyar.