Güney Amerika'nın bazı bölgelerinde meyve bahçeleri ve koruluklar sık sık "parasol" veya "yaprak kesici" ismi verilen bir cins karınca tarafından hücuma uğrar.

Bu istila sırasında karıncalar ne meyve, ne de ağaçların herhangi başka kısımlarını yerler. Yalnızca ağaçlardan yapraklar keserek yuvalarına taşırlar.

Uzun yıllar hayvanın bu işi neden yaptığı merak mevzuu olmuştu.

Nihayet yorucu araştırmaların sonunda esrar perdesi kalktı ve yaprak kesen karıncaların aslında mükemmel birer bahçıvan oldukları ortaya çıktı.

Binlerce karınca bir araya gelerek ağaç yapraklarını önce küçük parçalar halinde keserler. Sonra yaprak parçacıklarını başlarının üzerinde tutarak yuvalarına taşırlar. Dikkatle bakıldığında bu yaprakların bir çoğunun üzerine minicik karıncaların bindirildiği görülür. Bunlar işçi karıncaları küçük parazitlerden koruyan jokey'lerdir.

Karıncalar yuvalarına döndüklerinde yanlarında getirdikleri yaprakları da yerin oldukça derinliklerinde hususi odalara depo ederler. Sonra iyice ezerek çiğnerler ve yumuşak ezilmiş bir kıvama koyarlar. Ağızlarının altındaki küçük torbacıklardaki başka artıkları da bunun içine karıştırırlar. Böylece yeşil bir hamur hâline gelen materyali odalara yayarlar. Bundan sonra kendi haline bırakılan odalar zamanla birer mantar bahçesi haline gelir. Fakat mantarın yetişmesi hiçbir şekilde şansa bırakılmaz. % 60 rutubet ve 25 derece sıcaklık mantarın gelişmesi için en müsait vasat olduğundan daima bu şartlar muhafaza edilir. Bu mantar, karıncaların gıdasıdır ve protein ihtiyaçlarını karşılar.

Yaprak kesen karıncaların her bir türü ayrı birer mantar cinsi yetiştirir. Bahçelerinin istenmeyen mantar türünden temizlenmesi bir grub karıncanın vazifesidir.

Karınca beyi, yeni bir topluluk kurmak istediği zaman; bir çukur açar. Çukurun içine ağzının altındaki torbacıkta bulunan mantar enzimini akıtır. Bunun içine kendi yumurtalarından bir kaç tanesini kırar ve daha sonra bu hamurun içine yumurtlar. Yumurtalardan çıkan karıncalar besinlerini hazır bulurlar.


Karıncaların Çiftliği


Bazı karıncaların da hayvan besleyip yetiştirdiklerini söylesem inanır mısınız bana? İster inanın ister inanmayın bu doğru. Bu karıncalar insanların inek,
koyun, keçi vs. beslediği gibi kendilerinden daha küçük canlıları besle yerek onlardan çeşitli yönleriyle
faydalanmaktadır.

Ne Besliyorlar?

Bu karıncalar, kurdukları çiftliklerinde “Yaprak biti” yetiştiriyorlar. Yumurtaya benzeyen yumuşak vücutları, bitkileri delebilecek gagaları olan minik canlılardır yaprak bitleri. Minik diyorum çünkü boyları genelde 2–3 milimetre kadar. Yaprak bitleri bakla, fasulye gibi bitkilere yerleşir, bitkinin dokusunu deler ve oradan bitkinin öz suyunu emerler. Bir iki milimlik canlıların çeneleri, son derece ince, iğneye benzer bir cerrah mili gibi yaratıldığı için bu işlemi kolaylıkla
gerçekleştirirler.

Yaprak Biti Beslemenin Püf Noktaları

İşte karıncalar bu yaprak bitlerini besler, onların bakımlarını yapar. Üstelik bakımlarını yapmakla da kalmaz ve yaprak bitlerini uğur böcekleri, tülkanatlılar, örümcekler gibi düşmanlardan da korur. Peki neden? Çünkü yaprak bitleri, bitkilerin özsuyu ile beslenir. Ama bu sıvının hepsini tüketemez. İşte karıncalar bu fazla sıvıyı, yani bitki özünü onlardan alarak bu sıvı ile beslenir. Karıncalar, onların hayatını kolaylaştırarak daha çok sıvı üretmelerini sağlar, hatta daha çok sıvı üretmeleri için onları yönlendirir. Bunun için de onları bitkilerin daha çok besleyici olan uçlarına doğru sürer, gerektiğinde onları zorla orada tutarlar. Hatta bazen onları yuvalarına götürür, orada bakımını yaparak onların ürettiği sıvıdan yararlanırlar. İri bir bitin bir saatte iki milimetre küp sıvı ürettiğini düşünürseniz bunun karıncalar için ne kadar önemli olduğunu anlarsınız.

Yapılan araştırmalarda bir karınca kolonisinin, yaprak bitlerini kullanarak üç ayda 2- 3 kg tatlı sıvı toplayabildiği belirlenmiştir. Bu durum hayvancılık yapan insanların çalışmalarına ne kadar benziyor değil mi? İnsanlar da inek, koyun, keçi gibi canlılardan daha çok verim almak için onların bakımını özel olarak yapar, yaşadığı ortamı daha güzel hâle getirir. Böylece onların sütünü artırır.
KARINCALARIN,

• Yaklaşık dokuz bin ayrı türü olduğunu,

• Yaratılış programına göre temizlikçiler, ziraatçılar, hayvan yetiştiriciler gibi farklı mesleklere ayrıldığını ve bu mesleklere uygun vücut donanımına sahip olarak yaratıldıklarını,

• Sert kabuklu buğday tohumlarını, ıslatıp hamur hâline getirerek kuruması için güneşe serdiklerini,

• Yuvalarının giriş bölümlerini, güneşe ve dünyanın manyetik alan yörüngesine göre ayarladığını,

• Gıda sıkıntısı ortaya çıkınca işçi karıncaların besleyici karınca olarak hizmet vermek için yedek midelerindeki gıdaları zayıf karıncalara yedirdiğini,

• Yiyecek aramaya tek sıra halinde çıkarak yol boyunca bıraktıkları kokuyla birbirlerini takip ettiklerini,

• Geçtikleri her yerin fotoğrafını çekip beyinlerinde depoladıklarını ve bu sayede yuvalarından uzağa gitseler de kolaylıkla evlerine dönebildiklerini,

• Kraliçe karıncanın yirmi yıl kadar yaşayabildiğini,

• Bir çeşit temizlik işçisi gibi çalışarak, yeryüzünü çöplük olmaktan koruduğunu ve bu işleri yapmaları için onlara iki çift çene parçası verildiğini... Dıştakilerin büyük olup yiyecekleri taşımaya ve toprağı kazmaya, içtekilerin ise küçük olup gıdaları kesip öğütmeye yaradığını...

BİLİYOR MUYDUNUZ!

Alıntı..