İçrekçilik (Batınilik) Nedir?

İçrekçi öğretilerin genel adı.

Batı içrekçiliği ile aynı düzeyde bulunan İslam içrekçiliği Bâtınîlik adını taşır. Bu öğretilerde genellikle tanrısal bilgilerin ve kimilerinde herkese duyurulması sakıncalı görünen bilgilerin belli bir kültür seviyesine erişenlerce anlaşılabileceği gerekçesi gizliliği zorunlu kılmıştır.

Bu anlamda Aristoteles öğretisi de içrek sayılmaktadır; Aristoteles sabahları seçkin öğrencilerine ve akşamları da halka ders verirmiş, öğrettikleri de ayrı bilgilermiş. İçrekçilik, gerek öğretiye katılmayı ve gerek öğrenme işlemini birtakım biçimlere, törenlere, simgelere bağlar. Öğretilecek gerçeklerin azar azar ve alıştırarak verilmesini gerektirir.

Bu yüzden de çeşitli aşama dereceleri kurmak, bunların birinden öbürüne geçebilmek için çeşitli sınavlar tertiplemek zorundadır. Hermesçiliğin, Yunan kaynakları öğrenilen şu sözlerinde içrekçiliğin şu sözleri açıklanmaktadır.: Her akıl, büyük gerçekleri kavrayamaz. Çoğunluk ya aptal ya da kötüdür.

Aptalsalar gerçek karşısında akıllarını büsbütün yitirirler. Kötüyseler bu gerçeği kötüye kullanarak büsbütün kötülük ederler. Gerçeği gizlemekten başka çıkar bir yol yoktur. Bilmek, bulmak, susmak gerek...Büyük Türk gizemcisi Şeyh Bedrettin (1337-1420) de bu konuda şunları söylemektedir: Her bilgi, kendi aşamasında haktır. Gerçek halka daha işin başında söylenirse ya yollarını sapıtırlar (s. 140), ya da gerçeği söyleyeni suçlarlar. Halk ve hak (gerçek), ortalama bir yolla ve ayrı ayrı gözetilerek birbirlerine alıştırılabilirler. Ama herhalde halk, hak ve hakikate alıştırılmalıdır.