Sağlık Psikolojisine Doğru
İnsan sağlığı ve hastalığı üzerine yeni bir anlayış doğuyor. Bu anlayışın temel varsayımları:
1- Her birimizin değiştirilemez ve değişmez bir içsel yapısı vardır.
2- Her birey, bir bölümü kendine özgü, bir bölümü de tüm insanlıkla ortak bir içsel doğaya sahiptir.
3- İçsel doğanın bilimsel açıdan incelenmesi ve keşfedilmesi mümkündür.
4- İnsan doğası asla düşünüldüğü kadar kötü değildir. Yıkıcılık, sadizm, gaddarlık, kin, nefret vb. insanın temel özellikleri olmayıp, gereksinim, duygu ve yeteneklerin engellenmesine karşı duyulan şiddet eğilimli tepkilerdir.
5- Kendi yaşamlarımızı yönetebilme şansına sahip olduğumuz takdirde daha sağlıklı, üretken ve mutlu oluruz.
6- İnsanın içsel doğası zayıf ve hassastır. Alışkanlıklara, kültürel baskıya ve olumsuz tavırlara kolaylıkla boyun eğer.
7- Reddedilmesine karşın kendini gerçekleştirmek üzere içten içe direnir.
Her birimizin kavraması gereken yaşamsal ve dokunaklı bir gerçek var; türümüze özgü erdemlerden her uzak düşüşümüz, kişinin kendi doğasına karşı işlediği her suç, ayrıcalıksız herkes bilinçaltımızda bir iz bırakır ve kendimizi küçük görmemize neden olur. Bizi utandıran bir davranışımız hanemize kara bir leke olarak kaydedilir; dürüst, güzel ve iyi davranışlarımız ise olumlu birer puan olarak. Ya özsaygımız artar ve kendimizi benimseriz ya da küçük görür, aşağı, değersiz ve sevgiden yoksun hissederiz.
Kişilik sorunları çoğu zaman insanın aldığı psikolojik yaralara, gerçek içsel doğasının uğradığı saldırılara karşı bir başkaldırıdır. Ne yazık ki insanların çoğunun karşılaştıkları kötü davranışlara tepki vermediği kanısındayım. Kendilerine yapılanı sineye çeker, tepki vermeye yıllar sonra başlarlar. Bu tepki de nevroz ya da psikoz olarak kendini gösterir.
Gelişim ve ilerleme acı ve çatışma ile sağlanabilir. Üzüntü ve acı insanların gelişimi için gerekli ise insanları acı ve üzüntüden sürekli olarak korumaya çalışmaktan kaçınmalıyız. Acı ve üzüntü bazen yapıcı olabilir ve nihai olumlu sonuçları göz önüne alınırsa arzu edilebilir.
Üçüncü Güç adıyla tanınan Hümanistik Psikolojinin babası Abraham Maslow, "İnsan doğası ancak objektif ile sübjektif bir arada ele alındığında anlaşılabilir. Bireyin ne olduğunu değil, ne olabileceğini, ne gibi potansiyeller barındırdığını incelemek insan türünün mutluluğu ve geleceği açısından çok önemlidir" diyor.Maslow'un başını çektiği hümanist psikologlara dek bilimsel bakış, insanın eksikliklerine yoğunlaşıyordu, gücüne ve potansiyeline değil. Oysa Maslow'un inancına göre ruh sağlığı anlaşılmadan ruh hastalıkları anlaşılamaz. Maslow'un yaklaşımında söz konusu olan, diğer teorilerin kökten reddi değil, farklı bakış açılarını bütünsel bir kavrayış haline getirmektir.İnsan Olmanın Psikolojisi'nde bulacağınız işte bu bütünlükçü bakış.Hümanist psikolojinin temel kitabı!
İnsan bir taraftan güven duyduğu şeye yönelir, diğer yandan da benliğinin bütünlüğüne ve dışa açılıma yönelir. İnsan olma işte bu çerçevede anlatılmış kitapta. İnsan bu güven ve benliğin gerektirdikleri arasında bir seçim yapmak zorundadır zaman içerisinde.Korku ve güven kararınca olmalıdır insanda. Söz konusu korku ya da kaygı nasıl azaltılabilir? Bilmekten korkmalı mı? Bu ve bunun gibi soruların cevapları bu kitapta ele alınmış.