Bir bölümü hindistan'da ortaya çıkan ve hala varlığını sürdüren Hinduizm,Budizm,İslam ve daha birçok dinin etkisiyle bu ülkenin zengin bir kültür geleneği vardır.Dünyanın en eski dinlerinden biri olan Hinduizm yüzyıllar boyu sözlü öğrenim yoluyla yayıldı.Hindu felsefesinin karmaşık kavramlarını basite indirgemek amaçlı bu bilgiler kolay anlaşılır biçimde aktarılır.Hindu panteonunu oluşturan tanrılar evrenin çeşitli yönlerini temsil eder ve günlük hayatın farklı alanlarına denk düşer.

MÖ 2500 dolaylarında İndus Vadisinde Hindistanın en eski uygarlığının doğuşuyla hint mitolojisi de gelişmeye başladı.İndusvadisi sakinleri tarımla uğraşıyor ve mezopotamya ile ticaret yağıyordu.Kendilerine göre bir yazı biçimi olsa da bu yazı çözülememiştir.Bu uygarlık MÖ 1800'e doğru ortadan kalktı.Yerine MÖ 1500 de Veda toplumu denen yeni bir uygarlık ortaya çıktı.Kendilerine Aryan adı veren bu toplumun Afganistan yoluyla Hinditan'a girmiş istilacılar olabileceği düşünülmektedir.İndus
vadisinin kentlerde oturan kentlilerinin aksine Veda toplumundaki insanlar göçebe sığır çobanlarıydı.Onlarla ilgili herşey sözlü olarak aktarılmıştır.Bu sözlü geleneğe topluca Vedalar denilir.

Ne kadar güvenilir olduklarını bilmek güç olsa da, bu metinlerin en eskisi olan ve MÖ 1500 dolaylarında yazıldığı düşünülen Rig Veda, Veda toplumunun dört hiyerarşik sınıfa ayrıldığından basseder:Brahmanlar(rahipler),Kşatriyal ar(hükümdarlar ve yüksek rütbeli memurlar),Vaişyalar(toprak sahibleri ve tüccarlar) ve Şudralar(zanaatkarlar ve hizmetçiler).Köleler,Dalit(dokunulmazl ar) sınıfının içinde yer alırlardı.

Yaradılış Efsaneleri
Yaradılış efsaneleri Hindu kültüründe pek çok biçime bürünür.Çelişki kabul etmeksizin hepsi doğru kabul edilebilir çünkühint mitolotjisinde evren yaradılış, yok oluş ve tekrar yaradılış döngülerinden geçer.Puranaların yazarları her döngüyü düşüş sırasıyla dört çağa ayırır.Altın çağda tüm yaratıklar kendine yeterlidir, yiyeceğe ve barınağa ihtiyaç yoktur.İkinci çağda insanlar her dileklerini yerine getiren sihirli ağaçlara sahiptir ve herkes Veda metinlerini bilmektedir.İnsanların hepsi tanrıların ayırdığı sınıfa göre davranır.Üçüncü çağda savaş patlak verir ve insanlar artık veda öğretilerini anlamamaya başlarlar.Bunu üzerine tanrılar kitabı dörde ayırır.Son olarak karanlık çağda insanlar yozlaşır ve yeryüzünde ahlaksızlık
hüküm sürer.Bu çağ kozmik dağılmanın yeni bir altın çağa yol açmasına, böylece döngünün yeniden başlamasına kadar devam eder.

Kurban Yoluyla dünyanın yaradılışı-Puruşanın hikayesi :

Dev puruşanın bin kolu ve bin başı vardır,Vücuduyla tüm evreni kaplar.
Tanrılar ayrı dünyaları yaratmak için onu kurban eder ve parçalar.Başı Brahman sınıfına, kolları hükümdarlara, uyrukları üreticilere ve ayakları kölelere dönüşür.Beyninden ay ve gözünden güneş yaratılır; göbeği uzay ve başı gök haline gelir.Yerdeki ve gökteki tüm yaratıklar onun erimiş yağından oluşur.Tanrıların Puruşa'yı parçalamasıyla kurban geleneği başlamış olur.Evrene düzen gelmesi için bu kurban geleneğinin devam etmesi gerekir.

Hiranyagarbha-Altın Cenin:
Hiranyagarbha terimi ezeli sulardan çıkan ve yeri göğü ayırarak kurban geleeğinin ortaya çıkmasını sağlayan altın cenini anlatmak için kullanılır.Vedaları derleyen rişilere göre altın yumurta tüm yaratılmışların temelindeki saf ve mutlak ilkedir.

Yaratıcı Brahma Yıkıcı Şİva:
Tanrı Brahma ve Şiva Hindu zaman ve evren kavramlarını temsil eder.Brahma evreni ve içindeki tüm canlıları yaratır.Zamanın döngüsel olması ve dört çağdan oluşması nedeniyle 2.160.000.000 insan yılına denk düşen bu süre Brahmanın ömründe sadece bir gün sürer.Brahma geceleyin uyumaya gidince Evren Şiva tarafından yıkılır.Uyanan Brahma'nın
yeniden evreni yaratmasıyla döngü tekrar başlar.