Sadece 1 Günlük Harcaması 1.8 Milyon Lira! Halktan tasarruf isteyen Cumhurbaşkanlığı’nın, günlük 1.8 milyon lira harcadığı gündeme geldi.

Sayıştay, Cumhurbaşkanlığı Sarayı'nın 2017 yılı giderlerine ilişkini denetim raporunu yayımladı.
Rapora göre Saray, günde 1.8 milyondan fazla paraharcadı.
Saray'ın personeli için yılda 106 milyon harcandığı ve Erdoğan'ın 2017 aylık maaşının 53.3 bin TL olduğu rapora yansırken örtülü ödeneğinin hacmi yine örtüldü. Cumhuriyet’ten Sinan Tartanoğlu’ nun haberine göre; Sayıştay'ın Saray'ın hesaplarına ilişkin denetiminin sonuçları şöyle:

GÜNDE 1.8 MİLYON: Saray'ın 2017 yılı için yaptığı 658 milyon 240 bin 289 TL ile ayda yaklaşık 54 milyon, günde ise yaklaşık 1.8 milyon TL harcadığı ortaya çıktı.

ÖRTÜLÜ ÖDENEK YİNE ÖRTÜLÜ:

Saray'ın örtülü ödeneği olarak bilinen "gizli hizmet gideri" kalemi, 2015 ve 2016 yıllarında olduğu gibi 2017 yılına ilişkin Sayıştay raporunda yer almadı. Cumhurbaşkanlığı örtülü ödeneği 2015'te yapılan yasal düzenleme ile gizlenmişti. 2015 yılı raporuna ise Cumhurbaşkanlığımın gizli hizmet gideri 150 milyon TL olarak yansımıştı.

BAŞKAN’IN ADAMLARINA 106.8 MİLYON :

Başta başdanışmanlar olmak üzere Cumhurbaşkanlığı'nın tüm personeline yılda toplam 106 milyon 813 bin 327 TL harcama yapıldığı da Sayıştay raporu ile ortaya çıktı. Buna tüm personelin 11 milyon 27 bin 54 TL'lik sosyal güvenlik prim giderleri de eklendiğinde, Saray 'ın Erdoğan dahil tüm personeline 1 yılda toplam 117 milyondan fazla harcama yaptığı, Saray'ın aylık personel harcamasının da 9.8 milyon TL'yi aştığı anlaşıldı.

YİYİN EFENDİLER YİYİN...

Hal böyle olunca Tevfik Fikret'in döneminde yapılan yağma ve talana isyan olarak yazdığı Hanı Yağma şiiri akılla geldi.

Bu sofracık, efendiler, ki -iltikama muntazır
Huzurunuzda titriyor- şu milletin hayatıdır;
Şu milletin ki muztarib, şu milletin ki muhtazır,
Fakat sakın çekinmeyin, yiyin, yutun, hapır hapır.

Yiyin efendiler, yiyin; bu han-ı iştiha sizin;
Doyunca, tıksırınca, patlayıncaya kadar yiyin!

Efendiler! Pek açsınız, bu çehrenizde bellidir;
Yiyin, yemezseniz bugün, yarın kalır mı, kim bilir?
Şu nadi-i niam, bakın, kudumunuzla müftahir,
Bu hakkıdır gazanızın, evet, o hakk da elde bir!
Yiyin efendiler, yiyin; bu han-ı zi-safa sizin;
Doyunca, tıksırınca, patlayıncaya kadar yiyin!

Bütün bu nazlı beylerin, ne varsa ortalıkta say:
Haseb, neseb, şeref, şataf, oyun, düğün, konak, saray Bütün sizin,
efendiler, konak, saray, gelin, alay Bütün sizin, bütün sizin, hazır hazır, kolay kolay

Yiyin efendiler, yiyin; bu han-ı iştiha sizin;
Doyunca, tıksırınca, patlayıncaya kadar yiyin!

Büyüklüğün biraz ağır da olsa hazmı, yok zarar,
Gurur-ı ihtişamı var, sürür-ı intikamı var.
Bu sofra iltifatınızdan işte ab u tab umar;
Sizin bu baş, beyin, ciğer, bütün şu kanlı lokmalar.

Yiyin efendiler, yiyin, bu han-ı can-feza sizin;

Doyunca, tıksırınca, çatlayıncaya kadar yiyin!
Verir zavallı memleket, verir ne varsa; malını Vücüdunu, hayatını, ümidini, hayalini;
Bütün ferag-ı halini, olanca şevk-ı balini
Hemen yutun, düşünmeyin haramını, helalini.

Yiyin efendiler, yiyin; bu han-ı iştiha sizin;
Doyunca, tıksırınca, patlayıncaya kadar yiyin!
Bu harmanın gelir sonu, kapıştırın gider ayak: Yarın bakarsınız söner, bugün çıtırdayan ocak;
Bugünkü miğdeler kavi bugünkü çorbalar sıcak, Atıştırın, tıkıştırın, kapış kapış, çanak çanak…

Yiyin efendiler, yiyin; bu han-ı pür-neva sizin;
Doyunca, tıksırınca, çatlayıncaya kadar yiyin!…