Türkiye Cumhuriyeti’ni her alanda güçlü kılmayı amaçlayan Atatürkçü Düşünce Sistemi bu amacına ulaşmak için bazı güçlere dayanır. Bunlar siyasal, ekonomik ve askeri güçtür.
SİYASİ GÜÇ
Bir devletin hedeflerine ulaşmak, ulaştıklarını da koruyup geliştirmek ve milli menfaat sağlamak amacıyla kullandığı tüm siyasi kuvvetlerin toplamına siyasi güç denir.Siyasi gücü devlet oluşturur. Türk devletinin siyaseti devlet gücünün doğrudan doğruya ulusun içinden çıkması ve siyasetin ulusun iradesine göre çizilmesidir. Siyasi gücün dayanağı; millet egemenliği ve bu egemenliğin demokrasi yolunda kullanılmasıdır.Atatürkçülük, siyaseti çağdaş metotlarla yaparak devletin gücünü artırmayı amaçlar. Atatürk’e göre, siyasi gücün zayıflaması, devletin ve demokrasinin varlığını tehlikeye atar. Atatürk’ün önderliğinde birleşen Türk milleti, Kurtuluş Sava-şı’ndan sonra imzalanan Mudanya Ateşkesi ve Lozan Barış Antlaşması’yla gücünü tüm dünyaya duyurmuştur.
EKONOMİK GÜÇ
Bir ülkedeki üretim, tüketim ve dağıtım durumlarıyla ilgili her türlü faaliyet ekonominin konusu içerisindedir. Bu nedenle toplumsal hayatta büyük önemi olan ekonominin temeli ulusal olmalıdır.Bütün ekonomik etkinliklerin ulusal bağımsızlığımıza zarar vermeden ve öz kaynaklarınıza dayandırılarak yapılması milli ekonomi ilkesini oluşturur.Bu gücün önemini Atatürk şu sözleri ile ifade etmiştir: “Yeni Türkiye’mizi layık olduğu yüksek seviyeye yükseltebilmek için, ekonomimize mutlaka birinci derecede önem vernİek zorundayız.”
ASKERİ GÜÇ
Atatürkçü düşünce sisteminin temel unsurlarındandır.Siyasal ve ekonomik güçlerin işlevlerini yerine getirebilmeleri için askeri gücün sağladığı huzur ve güvenlik ortamı gereklidir. Bunu da Türk Silahlı Kuvvetleri sağlar. Silahlı kuvvetler aynı zamanda Türkiye’nin kalkınması ve güçlenmesinin de en önemli etkenlerinden biridir. Atatürk, Türk ordusunun önemini şu sözlerle ifade etmiştir: “Ordumuz, Türk birliğinin, Türk kudret ve kabiliyetinin, Türk vatanseverliğinin çelikleşmiş bir ifadesidir. Ordumuz, Türk topraklarının ve Türkiye ülküsünü gerçekleştirmek için harcamakta olduğumuz sistemli çalışmaların yenilmesi imkânsız güvencesidir. “
SOSYOKÜLTÜREL GÜÇ
Siyasi, ekonomik ve askeri güç yanında sosyokültürel güç de milli gücün önemli bir unsurudur. Bir milletin kültürü ve milleti oluşturan insan gücünün nitelikleri sosyokültürel gücü belirler, insan gücü Kurtuluş Savaşı’nın kazanılmasında önemli bir etken olmuştur. Cumhuriyet’in onuncu yılında cumhuriyete sadık “On beş milyon” eğitimli genç bir nesil, Türkiye’nin en önemli gücü ve övünç kaynağı olmuştur. Cumhuriyet’in kısa sürede gösterdiği bu başarıda Türk milletinin köklü kültürü de ayrı bir öneme sahiptir. Çünkü bir milleti millet yapan en önemli değer, asırlar içerisinde meydana getirdiği ortak kültürdür.“Türkiye Cumhuriyeti’nin temeli kültürdür. Kültür okumak, anlamak, görebilmek, görebildiğinden anlam çıkarmak, uyanık davranmak, düşünmek, zekâyı eğitmektir… Milletimizin dehasının gelişmesi ve bu sayede laik olduğu uygarlık düzeyine ulaşması şüphesiz ki yüksek meslek sahiplerini yetiştirmekle ve milli kültürümüzü yükseltmekle mümkündür.”