Post modern kelimesinin sözlük anlamı modern sonrası, modern ilerisidir. Postmodern edebiyatın bünyesinde yıkıcılık olsa da kendi bindiği dalı kesmez; yani postmodern anlayış, modernist anlayışı yıkmak demek değildir. Aksine eğer modern akım olmasaydı postmodern akım hiç olmayacaktı. Bu bağlamda modern akım için süregelen kuralları postmodern akım için de söyleyebiliriz. Elbette arada farklar vardır ama temelde yani bir hesaplaşma olarak ele aldığımızda modern edebiyat ile arasında pek fazla fark yoktur.
Dünya’da Post-Modernlik
Postmodern edebiyat Amerika’da 1960 sonrasında ortaya çıkmıştır. Aslında ortaya çıkış nedeni çok basit bir varoluş sorunudur: Yıkıcılık. Klasik edebiyattan sonra ortaya çıkan bir akımın yeni bir akımla yıkılması ve onunla hesaplaşması insanı artık tatmin olmaz bir noktaya getirmiştir. Modern anlayış da bu tatminsizliğin kurbanı olmuştur. Şuanki alanda postmodern anlayış son nokta gibi görünse de ileride insanlar postmodern edebiyattan da sıkılacaktır.
Postmodern akım öncelikli plastik sanatlarda, resim sanatında öne çıkmıştır. Daha sonra da kendi felsefi kimliği yani düşünce yapısını oluşturmuştur.
Postmodern Felsefe
Postmodern felsefeye göre, dünya şuan iyi bir halde değildir. Şimdiye kadar insanlık için yapılan tüm çalışmalar –ki bunun içine teknoloji, bilim, sanat, siyaset, coğrafya vb her şey girer- insanlığı daha iyi bir yere getirmemiştir. Teknoloji insanları hantallaştırmış, onun varoluş nedenini unutturmuştur; siyaset insanları saldırganlaştırmıştır; sanat, insanları elit ve halk olarak ikiye bölmüştür. O halde insanların bu hale gelmesinin bir nedeni olmalıdır ki postmodern felsefe de bunu sorgular. Aslında bu sistem ile sanıldığının aksine yapıcıdır; elbette yapmak için önce yıkmak gerekir.
Edebiyat alanında postmodern olmak
Öncelikle şunu söylemek gerekiyor, postmodern edebiyat popüler edebiyat değildir. Hiçbir postmodern, tanınmak uğruna roman yazmamıştır çünkü zaten özde bireyselcilik vardır.
Edebiyat alanında postmodern romanın en önemli ve en iyi örnekleri Roland Gerard Borthes ile James Joyce tarafından verilmiştir. Bu insanlar ilklerden sayılmaktadır. Günümüzde ise en tanınmış postmodern yazar Umber Eco’dur ki kendisi yürüyen kütüphanedir.
Türk Edebiyatında Postmodern Anlayış
Türk edebiyatı modernist akımı sindirememişken, postmodern akımının varlığını öne sürmek abes kaçar. Birçok kaynakta postmodern olarak öne sürülen Oğuz Atay, Yusuf Atılgan gibi yazarlar aslında modern yazarladır. Eğer ülkemizde bir postmodern akım varsa bu ancak şuan vardır. Bilge Karasu en önemli postmodern yazarlarımızdan sayılabilir. Ayrıca birçok kaynakta da Orhan Pamuk da postmodern olarak verilmektedir. Orhan Pamuk’un postmodern olarak verilmesinin nedeni şuan edebiyat dünyasındaki tek akımın postmodern akım olması ve Orhan Pamuk’un da mecburen bu akımda eser verdiği sayılabilir. Orhan Pamuk, post modern akımın en belirgin özelliği olan belagatte Bilge Karasu kadar iyi değildir. Ayrıca, bir postmoderne göre oldukça fazla tanınmaktadır. Bilge Karasu’nun felsefî yani düşünsel yanını da düşünürsek ülkemizdeki en iyi postmodern Orhan Pamuk değil Bilge Karasu’dur.
İnci Aral da Türk edebiyatında postmodern edebiyat kapsamındaki ilginç bir aydındır. Aslında İnci Aral postmodern edebiyatı desteklemez ama onu burada işlememizi sağlayan postmodern edebiyatı eleştirmek için yazdığı postmodern akımı özellikleri gösteren “Yeni Yalan Zamanlar I (Yeşil)” adlı romanıdır.
İnci Aral, Yeni Yalan Zamanlar I adlı romanında aynı postmodernciler gibi çevre, zaman, insan, eşya ya da geçmiş zaman (tarih) unsurlarını reddeder. Yaşadığı çevre hakkında düşünce bildirmez. İçinde yaşadığı toplum ile ilgilenmez, dünya ile ilgilenmez. Romanında biçim ya da içerik kusursuzluğu yakalamak için çaba sarf etmez. Gerçeği olduğu gibi sarf etmek ya da gerçeği nasıl algılıyorsa o şekilde sarf etmek gibi bir uğraşı yoktur. Bütün bu özellikleri ile İnci Aral, hem postmodern’in ittiği özellikleri hatırlatır hem de “Postmodern nedir” sorusuna en doğru cevapları verir.
Postmodernizm, modern akımdan daha süslüdür çünkü belagat sanatını kullanır. Anlatımı daha güçlü kılacak olan kelime oyunlarına başvurur. Zaman ile oynar ve geri dönüşler yaşatır.
Postmodern edebiyatın en önemli özelliği ise okuyucu romana dahil etmesidir. Modern edebiyatta seyirci olarak kalan okuyucu, postmodern akım ile romanın içindedir. Belki buna en iyi örnek Orhan Pamuk’un Masumiyet Müzesi adlı eseridir. Eserde bir aşk hikayesi anlatılır ve bu eserin sonunda bir yol tarifi vardır. Bu yol sizi Masumiyet Müzesi adlı bir ev müzesine götürür. O müze, romanda anlatılan aşk macerasının izlerini gösterir. Kapı ziline kadar her ayrıntı düşünülmüştür. Kitabı okuyan kişi, bu müzede romanın kahramanı olduğunu hisseder. Bu müze, postmodern anlayışın sadece bir akım olarak edebiyatta tutunmadığının, aslında bir yaşam biçimi olduğunun en net göstergesidir. Ayrıca hatırlatmak da fayda var, Orhan Pamuk Nobel Edebiyat Ödülü’nü postmodern bir anlayışla yazdığı Kar adlı romanı ile almıştır.
Kapitalizm ile gelen modern akımın bir eleştirisi olarak doğan postmodern akım, bireyin mutlu olmadığını söyler ve onu mutlu etmeyen her şeyi reddeder. Kapital ekonominin kökü olan modernist edebiyatı maddecilik, telkincilik, teslimiyet ve insanı köleleştirme suçlarından yargılar. Postmodern edebiyat, genelliği yıkar, bütünlüğü parçalar, evrenselliği yerellik olarak değiştirir, tekilliği çoğunluk ile yıkar. Ayrıca kuralları kuralsız hale getirir. Mantık yerine akıl ötesini seçer. Tarafsız değildir, öznel bakar. En önemli özelliği ise bağımsız olmasıdır; yani postmodern özgürdür.