Öğretme aslında temellerinde ikili ilişkileri barından bir eylemdir. İkili ilişkilerin bu kadar ön planda olduğu bir ortamda da karşımızdaki kişinin ismini bilmememiz bu ilişkiye zarar verecektir.
Öğretmenliğe başladığımız ilk yıllarda genellikle sadece öğretme eylemine odaklanırız ve tek amacımız belirlenen müfredatı öğretmek olur. Bu durumda isimleri öğrenmek ise ikinci plana itilir ve isimleri öğrenmek birkaç ay sürer. Bu süreçte ise bazı öğrencilerin isimleri çok hızlı öğrenilirken bazı öğrencilerin isimleri ise asla öğrenilemez.
Halbuki bir öğrenci için önemli olan durum, öğretmenin öğretmesi değil, kendini tanımasıdır. O zaman ilk günden itibaren en kısa zamanda isimlerini öğrenmeli, onlara isimleri ile hitap etmeliyiz. Onların kendilerini daha değerli hissetmesi için bu oldukça önemlidir.

  • Sınıfları ve masaları beyninizde ilişkilendirin. Bunu bir harita gibi düşünün.
  • Öğrencilerin isimlerini defterlerine yazmasını isteyin.
  • Sınıf oturma planını siz yazarak yapmalısınız ki haritanız daha da kuvvetlensin.
  • Her fırsatta öğrencilere ismi ile hitap etmeye çalışın. Her öğrenci ile konuşun.
  • İlk gün erken gidin ve sınıf listelerini alın.
  • Gerekirse sınıfa girdiğinizde isim listesini veya oturma planını tahtaya yansıtın.
  • Teneffüste sınıfı ziyaret ederek öğrencilerinizle iletişimde bulunun. İsimlerini kullanmayı unutmayın.
  • İlk gün isimlerinin kullanıldığı etkinlikler yaptırın ve yüzleri ile isimlerini ilişkilendirmeye çalışın.
  • Onlara isimlerinin içinde olduğu değişik özelliklerini söylemelerini isteyin. Özellikleri ile isimlerini ilişkilendirin.
  • İlk hafta sürekli isimleri ile hitap etmeye çalışın ve isimlerinin ön planda olduğu etkinlikler yapın.

Bu durum onların hoşuna gidecektir. Her ne kadar öğretmen için belki de 200 öğrencinin ismini ezberlemek zor olsa da bunu yapmak eğitim öğretim sürecindeki çalışmalarımız için yararlı olacaktır.