Ölen Kuğu Kuşu: Şövalyelerin armalarında ve masallarda kuğu kuşu ölümsüzlüğünü çoktan sağlamıştır. Bu yüzden bu beyaz kuşa çok hoş bir görünüş sağlayan ölen kuğu kuşunun aldığı ölüm pozu özellikle ressam ve şairlerin büyük ilgi ve sevgisini toplamıştır.
Fakat insanoğlunun yumuşak tüylerini kuş tüyü yataklarında kullanması birçok kuğu kuşu türlerinin ortadan kalkmalarına sebep olmuştur. Avrupa’da yaygın olan (kambur) kuğu kuşu türü, Amerika’da bulunan (borazancı) kuğu kuşlarından daha az bu işe elverişlidir. 14 kg. kadar ağır olan şarkıcı kuğu kuşlarının bu en büyük örneğinden bugün hemen hemen 2000 temsilci hayatta kalmıştır.
Soluma Tekniği: Siyah gagalı o muhteşem kuğu kuşunun çıkardığı borazan sesini, onu öteki şarkı söyleyen kuğu kuşlarından ayıran o çok uzun hava borusu boğumu, meydana getirir. Pes borazan sesi özellikle hep beraber sürü halinde uçarlarken işitilir. Düzenli aralarda işitilen «ang-ang» bulundukları yeri bildiren ve aynı zamanda grubun genel durumunu anlatan bir nevi toplum şarkısıdır.
Birçok insanlar devamlı bir koşu sırasında şarkı söyleyemezler. Fakat solunum tekniğinin mükemmelliği sayesinde kuşlar uçarken de şarkı söyleyebilirler ve bunun için ihtiyaç hissedecekleri havayı da yeterli derecede sağlarlar. Kanat çırpmaları solunum ritmini tamamıyla ters olarak etkiler. Biz kollarımız göğsümüzün önüne geldiği zaman nefes veririz ve kollarımız yana açılırken nefes alırız.
Yere yatarak bir deneme yapmak istenilirse, kuğu kuşunun neden başka bir teknik kullandığı daha iyi anlaşılır: Kollar vücudu yukarı doğru kaldırınca nefes alınır; vücut aşağı düşünce akciğer solunum havasını dışarı atar. İlk hareketle kolların üst kısmı göğsün önünde, ikinci de ise arkadan yukarı kalkarlar.
Hava torbaları: Kuşun gövdesinin % 28’i hava torbalarından meydana gelir ve bunlar pasif olarak solunum hareketine katılırlar. Onların kendilerine özgü kas sistemleri yoktur, nefes alınırken hava ile dolar ve böylece vücudun özel ağırlığını azaltırlar. Kuğu gibi yüzen ve dolan kuşlar suya dalmadan önce özellikle nefes verirler ki böylece özel ağırlıklar çoğalsın ve suyun itiş kuvveti azalsın. Bunlarda nefes alma kastarı bundan dolayı tavuklara nazaran çok daha fazla gelişmiştir. Çünkü yatma durumunda belkemiği yukarıya doğru itilmek zorundadır.Kuğu şarkısı: Birçok kuşlar sessiz sedasız ölürler. Kuğu kuşunun ölümünden kısa bir süre önce bir kere daha bütün «repertuvarını» söylemesi efsanesi, onun Yunanlı dilber Leda ile evlilik dışı ilişkilerde bulunmuş olması ve Şövalye Lohengrin’i su üzerinde taşımış olması şeklindeki aynı masal kaynağından çıkmıştır.Serbest olarak yaşayan kuşların şarkı söylemeleri hissi heyecanlarından ziyade kendi bulundukları yerin sınırlarını eş türlerine bildirmek ve onlarla çene çalmak ihtiyacından ileri gelmekTedir. Bu şarkıların melodilerinin bir kısmı atalarından kalma, bir kısmı da sonradan öğrenmedir. Bazı kuşlar başkalarının şarkılarını bir alay konusu olarak taklit etmeyi pek severler.
Kısmen oldukça uzun nefese ihtiyaç gösteren şarkıların havası torbalarından gelir, ton aşağı gırtlaktaki bir zar tarafından sağlanır. Şarkıların şaşılacak kadar yüksek olan ses şiddeti de göğüs ve boyundaki hava ile dolu boşlukların rezonansından ileri gelir. Şarkı söyleyen kuğu kuşları saniyede 10.000 titreşimi bulan frekans sınırlarına kadar erişirler. Buna karşılık modülasyon yeteneği bir iki oktavı geçmeyecek kadar dardır.Batı Avrupa’daki kuğular ise tamimiyle sessizdir. Evcil hayvanlar olarak serbest hayatta zamanla seslerini kaybetmişlerdir.Yalnız sebze ve bitkilerle geçinmesine ve daima tek eşle yaşamasına rağmen, zoolojiden pek fazla bilgileri olmayan şairlerin övdükleri gibi kuğu kuşu öyle mülayim, iyi huylu bir hayvan değildir. Meleklere benzeyen kanatlarının altında kavgacılık hislerini ve birdenbire kızan bir mizaç saklarlar. Özellikle kuluçka zamanında erkek eş karısını ve yumurta veya civcivlerini dikkatsiz yüzücülerin meraklarına karşı büyük bir şirretle korur. Kuvvetli dirseğiyle yuvasına girmek isteyenleri batırmaya çalışır.Bu saldırgan huyundan dolayı başka su kuşları onunla arkadaşlık edemezler. Asil kuğu kuşu yalnız kendi eş türleriyle görüşür, fakat bu görüşmelerde dostçasına olmaktan ziyade sert ve kabadır. Adeta bu pek kısa olan bacaklarından dolan duyduğu aşağılık kompleksinden ileri gelmektedir.