Göz kapakları kişinin yaşlanma belirtilerinden en çok nasibini alan bölge. Söz gelimi, yüz bölgesinde başlayan cilt sarkmaları, çizgiler, kırışıklıklar ilk önce göz kapağına etki eder. Göz kapağının derisi çok ince olduğundan ve işlevi gereği çok hareket ettiğinden erken deformasyona uğraması, erken kırışması, erken aşağıya doğru sarkması kaçınılmaz oluyor.
Alın çevremiz yaşımız ilerdikçe yer çekimine yenik düşer ve aşağıya doğru inmeye başlar. Alın ile birlikte kaşlarımızda göz kapaklarımızın üzerine inerek baskı yaparlar ve böyle göz kapakları hem alın hem de kaşların ağırlığını kaldıramadığı için aşağıya doğru kayar.Göz kürelerimizi çevreleyen, yağ torbalarını alt göz kapaklarımızdan ayıran, bir nevi bariyer görevi gören elastik bir zar sayesinde göz kapaklarımız estetik olarak sorun yaratmayacak bir görüntü verir bize. Ancak yaşımızın ilerlemesi ile birlikte koruyucu bu elastik zar gevşemeye başlar gücünü kaybeder ve artık yağ torbalarını taşıyamayacak duruma gelir.Sonunda da yağlar dışarıya taşar ve ”göz torbaları” dediğimiz sorun ortaya çıkar.Yani göz torbalarımızın olmasının sebebi göz kapaklarımızda fazla yağ birikmesi değil burada bulunan bariyer görevindeki elastik zarın zayıflamasıdır.Bu elastik zarın düzeltilmesi yağ torbalarından kurtulmamızın tek çaresidir.
Bedenimizdeki en ince deri olan göz kapakları derisi, altındaki kaslara yapışık halde bulunur ve bu kasların her hareketinde yani gözlerimizi her açıp kapattığımızda bu kaslar hızla çalışır ve kaslara yapışık olan çok ince göz kapağı derisi kırışmaya ve sarkmaya başlar.Gözlerimizin yanlarındaki ”kazayağı” dediğimiz kırışıklıkların oluşma sebebi de budur zaten.