MS 3. yüzyılda Mani adında İranlı birisi tarafından kurulan Maniheizme başlarda Hristiyanlığa ters düşen bir mezhep olarak bakılmış, sonraları kendi başına bir din olmuştur. Dinin kurucusu, Zerdüştlük-Budizm-Hristiyanlık gibi dünyanın bütün dinlerini bir araya getireceğini iddia etmiştir. Aslına bakılırsa, Maniheistler olmasa, doğruluğu kesin olmayan Hristiyanlık metinleri çoktan sırra kadem basardı. İyi ve kötü arasındaki farka odaklanan Maniheizm, kurtuluşa giden yolda bilgiyle donanılması gerektiğini savunuyordu. Dinin sıkı taraftarlarına "Seçilmiş' ya da 'Muhteşem' deniyor, göçebe olmaları gerekirken Budist rahiplere benzetiliyorlardı.


Maniheizmin müritleri, Orta Çağ'a kadar dinini bütün dünyaya yaymaya çalışan sağlam misyonerlerden oluşuyordu. Sonlarını getiren olaylar Çin Hükümeti, eski Roma Hükümeti ve Katolik Kilisesi'nden gördükleri baskılarla ilişkilendiriliyor. Maniheizmin belki de en büyük miti, Aydınlık ve Karanlık adında iki dünyanın birbiriyle olan savaşıyla başlayan yaradılış mitidir. Adem ile Havva'nın kötüler tarafından yaratıldığı, İsa ve Mani'nin ise iyiler tarafından tüm insanlığı hidayete erdirmek için yaratıldığı söylenir. Mani metinlerinin çoğu kaybolmuşsa da, son kazılarla az bir kısmı bulunmuştur.