Yalnızım bu sıralar, hiç olmadığım kadar. Yolda yürürken şarkı dinlemeden yürüyemiyorum. Bazen birisi sesleniyor, çıkarıyorum kulaklığı heyecanla, onu dinliyorum. O ise sadece fazla sigaran var mı diyor. Var, buyur. Yürüyorum sonra sessizce, bazen şarkıya eşlik ediyorum, bazen ritme. Kimseyi de umursamıyorum üstelik. Yok onun sakalları uzun, yok o uzun saçlıymış falan filan. Yürümekten sıkılmıyorum hiçbir zaman.Hatta bazen bir durak erken iniyorum otobüsten, caddeleri izliyorum. Arabaların çıkardığı sesleri, şehrin o uğultulu sesini duymuyorum üstelik. Hayat çok sıradan diyorum kendi kendime. İnsanlar dolaşıyor sevgilileriyle, gülüşüyorlar hatta belki de biraz eğleniyorlar, varsın eğlensinler diyorum sonrası bildiğiniz gibi, yoluma devam. arkadaşlarım da konuşuyor ama kuru gürültü, affola ama öyle. Bana kalsa kimse olmaz çevremde ama bir şey diyemiyorum onlara da. Zaman çok yavaş geçiyor şu sıralar. Bazen söyleniyorum kendi kendime nasıl geçer böyle bir ömür diye. Ama sadece söylendiğimle kalıyorum. Bazen sigaraları da art arda yakıyorum çok yararlıymış gibi. Şarkılarda anlam taşıyor bu sıralar benim için ama başkaları onları dinleyip eğleniyor, sözlere anlam yüklemiyor. Yazık, çok yazık. Bugün ilk defa kulaklığı çıkarıp yürüdüm.
Şehrin kalabalık sesi kulaklarımı acıttı ama bir araba geçti yanımda, son ses bir şarkı açmış. Araba bana yaklaştıkça ses daha net geldi.
“Ben bir ceviz ağacıyım…” dedi sanatçı;
“Gülhane parkında…” diye eşlik ettim. Sonra kulaklığı taktım ve tahmin edeceğiniz gibi yolumu uzattım. Böyle anlattığıma da bakmayın, yalnızlığım ve ben gayet mutluyuz, mutlu kalacağız. Size de kalabalığınızda başarılar.