Boehme ve Boehmeciler
Jacob Behme, daha doğrusu, Boehme (1575 – 1624) Görlitz’de (Prusya) doğan bir mistikti. Yaşamının ilk dönemlerinde çobanlık, sonra da ayakkabıcılık yaptı. 1599’da ayakkabıcılıkta usta oldu ve evlenip birkaç çocuk sahibi oldu. Ardından eldiven işine girdi. Mistikleri ve simyacıları inceledi ve 1612’de yazmaya başlayıp, birçok eser üretti. Eserleri, simya simgeleri kullanarak kozmosun kökenini ve insanın doğasını anlatıyordu.
Cennet ve cehennemin yaşarken insanın potansiyel olarak var olmayı ve olmamayı belirttiğini ve ancak ölüm sonrasında ortaya çıktığını düşündü. Uygulamalı simyayla hiç ilgilenmiyordu. Simya simgeleri yalnızca insanı ruhsal konumunu göstermek için kullanılmıştı. İlahi Merhamet ruhsal dünyada tıpkı, ilahi takdirin doğada işlediği gibi işler, o nedenle insan, metallerin cüruftan arındığı gibi günahtan arınır. Buna “ateş teolojisi” denilmiştir. Görüşleri, bağlı olduğu Lutherci Kilisenin görevlileriyle büyük sorunlar yaşamasına neden oldu. Oluşturduğu sistem, Kutsal Bilgelikle ilgili olduğu içi teozofik olarak nitelendirildi, ancak Hıristiyan kutsal metinlerine dayandırıldığı için çağdaş teozofiden çok farklıdır.
Boehme’nin izleyicilerinden Kuhlman, 1689’da Moskova’da diri diri yakıldı. Tanrı ve şeytanla konuştuğunu iddia etti, inanılmaz kitaplar yazdı ve aralarında İngiltere’nin de bulunduğu birçok Avrupa ülkesine gitti.
J. G. Gichtel (1638 – 1710) Boehme’nin bir başka izleyicisiydi. İlk başta bir Anabaptist’ti ve 1668’de Regenburg’dan (Almanya) kovulunca Amsterdam’da yaşamaya gitti. Burada 1682’de Boehme’nin eserlerini yayımladı ve “Melek Kardeşler” (Angelic Brothers) adında, evliliğe inanmayan, bağnaz bir mezhebin başında yer aldı. 1722’de yedi ciltten oluşan yazıları “Theosophia Practica” adı altında yayımlandı. Öğretisine göre, mistik trans Kutsal Kitap’tan daha doğru bir rehberdi ve kişinin meleklere özgü bir konuma geçmesini sağlardı.
Hekim ve vaiz John Pordage (1625 – 1698), Boehme’nin görüşlerini düzenleme girişiminde bulundu ve kendisine doğrudan Tanrı’dan vahiy geldiğini ileri sürdü. Simya ve astrolojiyle ilgiliydi ve 1688’de “Mystic Divinitie”yi (Mistik Tanrı) yazdı. Pordage ve Boehme’yle ilgili yazılar yazan ortağı Thomas Bromley, 1697’de Philadelphian Society’nin çatısı altında Jane Lead’le (Leade ya da Leadly, Ward doğumlu, 1623 – 1704) ortak oldu. Jane, daha önceden birkaç kehanetinden oluşan bir kaydı yayımlamıştı. Kehanetlerini sürdürerek, Yuhanna’nın Vahyi’nde sözü geçen bir Philadelphian Kilisesi’nin [Batı Anadolu’da bulunan yedi kiliseden biri] yükseleceği kehanetinde bulundu ve üyelerinin mucizelerde bulunma güçleri olması gerektiğini belirtti.
Mezheptekiler farklılıklarını unutacak ve kardeşlik sevgisi altında birleşecekti. İlki altın bir çemberle simgelenen bir rahip, ikincisi gümüş bir çemberle simgelenen bir peygamber ve üçüncüsü ya da baş yönetici de ılımlı ve hafif bir ateşle simgelenen bir kraldan oluşan sevgi yetişkinleri tarafından yönetilecekti.
Büyük fizikçi ve matematikçi Sir Isaac Newton (1642 – 1727) Boehme’den çok etkilenmiştir. Bilimsel çalışmalarının dışında Newton, kehanetleri derinlemesine araştırırdı ve Sir David Brewster tarafından incelenen “Observations on the Prophecies of Daniel and the Apocalypse of St. John” (Daniel’in Kehanetleri ve Yuhanna’nın Vahyi Üzerine Gözlemler) başlıklı ayrıntılı bir metin yazdı. Bu yazıda, Kutsal kitap’ta söz edilen doğal olaylarla toplum arasında benzerlik olduğunu savundu.
Böylelikle gökyüzü tahtları ve hanedanları, yıldızlar ikinci derecede prens ve yöneticileri, Ay halkı, hayvanlar ve bitkiler ulusları simgeler. Dört canavar dört imparatorluğu, kartal kanatlı aslan Babil’i, ayı Pers Devleti’ni, leopar Yunanistan’ı, büyük demir dişli canavar Roma’yı temsil ediyordu. Diğer ayrıntılar simgeseldir.
Böylelikle Yunan İmparatorluğu’nun dört baş ve kanadı dört krallık, son canavarın on boynuzu Büyük Theodosius’un döneminde imparatorluğun on’a bölünmesiydi. Dahası da var çünkü bu eser, kehanet üzerine yazılan tüm yazılardan çok daha ayrıntıya girer ve daha çok şey söyler. Newton’ın fiziğe olan ilgisinin okült fenomenleri araştırmasıyla başlamış olması olasıdır. Lord Keynes, Newton için “majisyenlerin sonuncusu” demiştir.