Aşk ve Gurur, Jane Austen'ın yirmi bir yaşlarındayken yazdığı ikinci romanı, mutlaka okunması gereken akıcı bir dille yazılmış en güzel klasiklerden biridir. Türkiye'de büyük çoğunlukla Aşk ve Gurur adıyla bilinse de, orijinal adı olan 'Pride and Prejudice'nin karşılığı Gurur ve Önyargı'dır.
Kitabın yazarı olan Jane Austen'ın çok çalkantılı bir aşk yaşamı olmuştur. Mutsuz biten bir aşka sahip olan Jane Austen'ın kendi mutsuz sonuna inat her kitabını mutlu sonla bitirdiği söylenir. Aynı zamanda Aşk ve Gurur'da kendi aşkından izler olduğu öngörülmektedir.
Bennet ailesi Mr. ve Mrs. Bennet ve kızları Lydia, Mary, Kitty, Elizabeth ve Jane Bennet'tan oluşan yedi kişilik bir ailedir. Dar görüşlü ve sığ bir insan olan Mrs. Bennet'ın hayattaki en büyük amacı kızlarını zengin ve nüfuzlu birer adamla evlendirmektir. Mr. Bennet ise karısının tüm sığlığına karşılık çok akıllı ve düzgün bir beyefendidir. Kitty ve Lydia balodan davete gezerek tam da annelerinin istediği gibi erkeklerle gönül eğlendirmektedirler. Mary oldukça içine kapanık, sürekli kitap okuyan bir kızdır. En büyük kız kardeş olan Jane aralarında en güzel ve en alçakgönüllü, en iyi huylu olandır. Ana karakterimiz Elizabeth ise babası gibi oldukça akıllı, nasıl davranılacağını bilen, ablası kadar olmasa da oldukça güzel bir kızdır.
Her şey, zengin ve genç bir adam olan Charles Bingley'in, Bennet ailesinin yaşadığı yerin yakınındaki bir malikaneyi kiralamasıyla başlar. Mrs. Bennet bu duruma oldukça heyecanlanır, zira bu beyefendinin kızlarından birini beğenme olasılığı oldukça yüksektir. Hemen genç beyefendiyi ziyarete gitmesi konusunda kocasına baskı yapmaya başlar. Bu sayede bir dahaki sefere Bingley'i kendi evlerine davet edebilecektir.
Mr. Bingley'nin taşınmasından sonra civarda verilen bir baloda Bingley, Jane'den çok etkilenir. Fakat kız kardeşleri ve en yakın arkadaşı Fitwilliam hiç de öyle düşünmemektedir. Genç kız kardeşlerin güzel olduğu su götürmezdir, fakat gururları kendilerinden alt sınıfta olan bir kızla yakınlaşmasına izin vermemektedir. Bingley ve Elizabeth baloda birçok kez dans ederler, Darcy ise Elizabeth ile bir kez dans eder. Fakat ardından şu sözleri söyler "Hoş bir kız, ama beni cezbedecek kadar değil. Ayrıca başka erkeklerin reddettiği genç kızları eğlendirecek havamda değilim." O sırada Darcy'nin arkasında ona yakın bir yerde olan Elizabeth bu sözleri duyar ve çok öfkelenir. Darcy ile ilk sürtüşmeleri bu şekilde olur.
Balodan sonra Jane'den çok etkilenen Bingley, onu evine davet eder. Jane geceyi orada geçirebilsin diye Mrs. Bennet onu akşama doğru ve geri dönemeyeceği kadar kötü bir havada gönderir. Fakat Jane yolculuktan sonra çok hastalanır, yatağa düşer. Bingley samimiyet ve endişeyle, kız kardeşleri ise sahte bir kibarlıkla ona bakarlar, iyileşene kadar da bir yere gitmesine izin vermezler. Kardeşinin durumuna çok üzülen ve onun için çok endişelenen Elizabeth, Bingley'lerin evine kardeşini görmeye gider. İyileşene kadar kardeşinin yanında kalmaya karar verir. Bu durum burnu büyük kız kardeşlerin ve Darcy'nin hiç hoşuna gitmez. Bu da Elizabeth ve Darcy'nin ikinci karşılaşmaları olur. Elizabeth ve Darcy arasındaki gururlarına dayalı sürtüşmeli aşk hikayesi de başlamış olur.
~"Onun gururunu ben de kolaylıkla hoş görebilirdim. Benim gururuma dokunmamış olsaydı."
~"Gurur ve kibir kelimeleri çok kere birbirine karıştırılırsa da, gerçekte başka şeylerdir. Bir insan kibirli olmadan da gururlu olabilir. Gurur daha çok kendi nefsimize karşı duyduğumuz saygıyla ilgilidir; kibirse başkalarının bize duymasını istediğimiz saygıyla ilgilidir."
~"Bir kişiye hafifçe meyletmek doğal bir olaydır; ama karşı taraftan hiçbir ilgi görmeden gerçekten aşık olmayı göze alacak pek fazla kişi çıkmaz."