Tomacılık Nedir?
Hıristiyan felsefesinin skolastik dönemi düşünürlerinden Saint Thomas'ın öğretisi. Tomacılık, ortaçağın IX. yüzyıldan XIV. yüzyıla kadar süren skolastik döneminde, Skotculuğun (Skotizm) karşısında yer alır. İtalyan düşünürü Aquino'lu Saint Thomas’ın (1224-1274) öğretisiyle İskoçyalı düşünür Duns Scotus'un (1270-1308) öğretisi Hıristiyanlığın temel sorunları üstünde çatışmışlardır.
Thomas’ın öldüğü yıl Scotus dört yaşındaydı. Hıristiyan felsefesinin bu köklü polemiği her iki düşünürün izdeşlerince yapılmıştır. Hıristiyan felsefesi, bu iki düşüncede, birbirine karşıt yönlerde uçlaşmış bulunmaktadır. Gerçekte her iki düşüncenin kökleri ortaçağın patristik dönemindedir.
Tomacılık Ogüstinusçuluğun, Skotculuk Pelagusçuluğun izindedir. Ogüstinusçuluğun izinden gelen Tomacılık gerici, Pelagusculuğun izinden gelen Skotculuk ilerici bir akımdır.
Tomacılığa göre zeka iradeden üstündür, tanrı özgür değildir, ve dünyayı yaratmak zorunda olduğu için yaratmıştır, tanrı bile özgür olmadığına göre insan için özgürlük sözkonusu olamaz. İnsan kurtuluşu için hiç bir şey yapamaz ve tanrının bağışına muhtaçtır. İnsanı ancak tanrı kurtarabilir.
Bu bakımdan Tomacılık entelektüelci (entelektüalizm), gerekirci (determinizm) ve yazgıcı (fatalizm) bir akımdır. Buna karşı Skotçuluk iradeci (volontarizm), yadgerekirci (endeterminizm) ve usçudur (rasyonalizm); irade zekadan üstündür, tanrı özgürdür ve dünyayı yaratmak istediği için yaratmıştır.
İnsan da özgürdür ve tanrının yardımına muhtaç olmaksızın kendi çabasıyla kendisini kurtarabilir, kutsal kitaba usa uygun olduğu için inanılmalıdır. Katolik kilisesinin resmi felsefesi olan Tomacılık, özellikle Dominiken tarikatı tarafından tutulmuş ve yayılmıştır. Buna karşı Fransisken tarikatı da Skotçuluğu izlemiştir.
Kaldı ki Aquino'Iu (Aquino kontunun oğluydu) Thomas da bir Dominiken'di. Felsefe öğreten bütün Katolik kurumlarında Thomas, doğruyu söyleyen tek düşünür sayılır.
Papa XIII. Leon 1879 yılında yayımladığı bir genelgeyle bu kanıyı kurallaştırmıştır. XIX. yüzyılın ortalarında, bilimin bütün gücüyle bütün Avrupa'ya egemen olmaya başladığı yıllarda, Tomacılık, Kant ve Hegel öğretileriyle desteklenmek zorunda kalmış ve Stöckl, Baeumker, Wulf, Mercier, Newman vb. gibi düşünürlerce Yenitomacılık oluşturulmuştur.
Husserl, Heidegger, Nicolai Hartmann gibi düşünürlerin ileri sürdükleri idealist kurgular, bir açıdan Yenitomacılığın ürünleridir. Egemen sınıfların çıkarlarını yansıtan burjuva öğretileri, Yenitomacılıktan izler taşırlar.