Size söz ediyorum,
Yirmi yaşın altındakilerin bilemeyeceği zamanlardan.
O vakitler Montmartre; leylaklarını,
pencerelerimizin altına kadar asardı.
Bize yuva olan fakirhanemiz
para etmese bile
Orası tanıştığımız yerdi.
Ben açlıktan ağlarken,
Sen çıplak poz veriyordun...
Derbeder Derbeder
Mutluyuz demekti
Derbeder Derbeder
Yemek yiyemezdik iki günde bir (İki günde bir yemekti gibi bir anlam işte)
Komşu kafelerde,
Ünü bekleyen birkaç kişiydik
boş midemiz ve sefaletimize rağmen
inancımızı kaybetmiyorduk.
ve bazen bazı bistrolarda
sıcak iyi bir yemek karşılığında
bir tuval alıyor,
sobanın etrafında,
dizeler söylüyorduk kışın.
Derbeder, Derbeder,
Sen güzelsin demek isterdi
Derbeder Derbeder
ve hepimiz dehaya sahiptik.
Genellikle şövalemin önünde
desenlerini düzelterek
beyaz gecelerin geçişinde
sabah olunca,
birer café krem alıp otururduk
tükenmiş fakat hayran, hoşnut,
Birbirimizi sevmeli,
Hayatı sevmeli idik
Derbeder Derbeder
Yaş 20 demek idi...
Derbeder Derbeder
Hepimiz o zamanın havasındaydık.
Günlerden bir gün
Eski adresime gitmiştim,
ne duvarları, ne de yolları, bilmiyordum artık.gençliğimde görünen
Bir merdiven üzerinde,
atölyeyi aradım eser kalmamış.
Yeni dekoru ile üzgün hissettim Montmartre ve leylaklar ölmüş.
Derbeder, Derbeder,
Gençtik, deliydik.
Derbeder Derbeder
hiçbir şey söylemek istemiyor artık. (Hiçbirşeyin ifadesi yok anlamında)
De Meteov,