Yaşadığımız Mekanların Mimarları
Her gün gidip geldiğimiz, içinde yaşadığımız mekanların mimarlarını ne kadar tanıyoruz? Bazen uzağımızdaki yapıları daha iyi tanıyoruz. Peki her gün gördüğümüz yapılar?


Taşkışla, İstanbul'da, Taksim semtinde, bugün İstanbul Teknik Üniversitesi (İTÜ) Mimarlık Fakültesi olarak kullanılan yeni-Rönesans üslubunda Osmanlı kışlası. İngiliz mimar Williams James Smith ve yardımcısı Osmanlı kalfa İstefan tarafından 1846-52 arasında, Mekteb-i Tıbbiye-i Şahane (Askeri Tıbbiye) için hastane olarak yapıldı. Kırım Savaşı (1853-56) sırasında Osmanlıların müttefiki Fransızların yaralıları burada tedavi edildi. Savaştan sonra uzun süre boş kaldığı için harap olan yapı 1860'ta onarıldıktan sonra kışla olarak kullanılmaya başladı. 31 Mart Olayı(*) sırasında içinde kalan Ava Taburu askerleriyle Hareket Ordusu birlikleri arasındaki çarpışmalara sahne oldu. Cumhuriyet'ten sonra Maarif Vekâleti' ne verildi; 1943-50 arasında büyük bir onarımdan geçirilip yeniden düzenlenen yapıya İTÜ Rektörlüğü ile Mimarlık ve İnşaat fakülteleri yerleştirildi (1950). 1983'te Gayrimenkul Eski Eserler ve Anıtlar Yüksek Kurulu tarafından aynen korunması gerekli 1. sınıf tarihsel anıt olduğu kararı alındı. Ama İTÜ'nün 1980'de kent içindeki eski yapılarından Maslak'taki yeni kampüsüne taşınmaya başlaması ve Taşkışla'dan da İnşaat Fakültesi'nin çıkmasıyla, dönemin hükümeti yapının otel haline getirilmesi için boşaltılmasını istedi. 1987'de de Taşınmaz Kültür ve Tabiat Varlıkları Yüksek Kurulu otele dönüştürülmesini uygun görünce, Taşkışla 49 yıllığına bir yapı firmasına kiralandı. Bunun üzerine bazı öğretim üyeleri 1988'de İdare Mahkemesi'nde iptal davası açtılar. Mahkeme önce yürütmeyi durdurma kararı aldı, 1989'da da tüm idari işlemleri iptal ederek Taşkışla'nın İTÜ'de kalmasını kararlaştırdı. Yapı daha sonra İTÜ'nün mülkiyetine verildi. Taşkışla dikdörtgen planlı, ortası avlulu, bir bodrum ve iki tam katlı bir yapıdır. Köşelerindeki bölümler hem cepheden dışarıya doğru taşırılarak, hem de üç katlı yapılıp çatıdan daha yukarıya yükseltilerek vurgulanmıştır. Cephelerde katlar birbirinden yatay silmelerle, bütün pencereler de birer çift gömme ayakla aynlmıştır. İkinci kat pencereleri, üstlerindeki üçgen alınlıklarla daha belirgin hale getirilmiştir. Yapıya batı cephesinin ortasında yer alan, Eski Yunan taklidi sütunların taşıdığı bir portikten girilir. Plan şeması her iki katta da aynıdır ve bütün yapıyı dolanan bir koridorla buna açılan büyük mekânlardan oluşur. Batı ve doğudaki uzun kollarda koridor ortadadır; kuzey ve güneydeki kollarda ise bir yanı iç avluya bakar.(kaynak: Taşkışla eğitim ve kültür derneği)