8 Nisan 1968 tarihinde Konya’da doğdu. İlk ve orta öğrenimini İstanbul’da tamamladı. 1991 yılında Mimar Sinan Üniversitesi’nden Sosyoloji lisans, 1993’de Marmara Üniversitesi’nden İktisat Tarihi yüksek lisans, 1998’de İstanbul Üniversitesi’nden Uluslararası İlişkiler doktora derecesi, 2004’de siyaset bilimi alanında doçent unvanını aldı. 2009 yılında Yıldız Teknik Üniversitesi, Fen-Edebiyat Fakültesi, İnsan ve Toplum Bilimleri Bölümü’ne profesör olarak atandı. Sosyal ve siyasal teori alanında akademik çalışmalarına devam ediyor. Evli ve iki çocuk babası.

2009 yılında çıkan İslam’da Modernleşme, 1839-1939 (Ankara: Lotus) adlı eseri, Türkiye’de yankılar uyandırdı.


HABER

"Sünnet Fazilet Değil, Adalettir"
sondevir/Kuzey Haber Ajansı
13 Şubat 2013

Prof. Dr. Bedri Gencer "Din insanın 24 saat boyunca yaşadıklarına; uykusuna, yemesine, içmesine, oturmasına, kalkmasına kadar her konuda ölçü verir" dedi.

İstanbul Zeytinburnu Belediyesi'nin Zeytinburnu Kültür ve Sanat Merkezi'nde düzenlediği "Kavramların Kalbine Yolculuk" sohbet dizisi devam ediyor. Her ay farklı bir kavramı sade üslubuyla dinleyicilere anlatan Prof. Dr. Bedri Gencer "sünnet" kavramından bahsetti.

Prof. Dr. Gencer'in akademisyenlerden, halka insanların sıkça kullandığı, fakat mânâlarının tam idrak edilmeden kullanılmasının önüne geçmek, âyetlerle, hadislerle, İslâm alimlerinin kitaplarından örneklerle dinleyicilerini bilgilendirdiği "Kavramların Kalbine Yolculuk" programının Ocak ayı konusu "Sünnet" kavramıydı. Sözlerine "Din, şeriat, fıkıh ve sünnet kavramları birbirine bağlı kavramlardır. Ayrı ayrı köklerdir ve biraraya gelince bir ağacı meydana getirirler" diyerek başlayan Gencer, daha sonra "Din şeriat; dindarlık ise sünnettir; Şeriat hadis demektir, sünnet ise tarikat... Yani dinin iki boyutu vardır. Biri ibadet, diğeri adet (muamelat) boyutudur. Din insanın yirmidört saat boyunca yaşadıklarına; uykusuna, yemesine, içmesine, oturmasına, kalkmasına kadar her konuda ölçü verir. Birinci boyutta şeriat dediğimiz şey kısaca Allah'ın emridir. İkinci boyutunda sünnet dediğimiz şey ise Allah'ın emrini yerine getirirkenki edebimizi ifade eder" diyerek sünnet kavramını ifade eden Bedri Gencer "edep, günümüzün ifadesiyle tarz, seküler ifade ile kültür olarak kullanılır. Hepsi aynı anlama gelir. Edebi insandan öğreniriz. Bunun Peygamber mührü vurulmuş olanına sünnet diyoruz" sözleriyle sünnetin hikmetini ifade etti.

"Din ancak sünnet dediğimiz kalıpla uygulanır. O kalıp olmaz ise, insanlar edepsiz kalır" diyen Prof. Dr. Gencer "Sünnetin Kur'an-ı Kerim'deki diğer adı fıtrattır. Yani insanın ilk tabiatı, bozulmamış halidir. Peygamber Efendimizin hayat tarzını sünnet olarak alıyoruz. Misal 'Sofradan doymadan kalkınız' buyuruyor. Bugün tıbbın şişmanlığa çözüm aramak için ürettiği rejimler de aynı şeyi söylüyor. Fakat Peygamber Efendimiz aynı zamanda nefsimize de bir mesaj veriyor. Gözün de doymasına, aç olmamasına işaret ediyor. Bize ayrı bir hikmette bulunuyor" sözleriyle konuşmasını sürdürdü.

Sünnet kavramının halk arasında eksik algılandığını da belirten Bedri Gencer; "Sünnet fazilet değildir, adalettir. Sünnet bize bu dünyada daha iyi yaşamamız için gerekli olan yoldur. Bu bilinçle sünneti uygulamak gerekir. Misal; biz biliyoruz ki, ayakta su içmek mekruhtur. Sebebini de bilmeliyiz. Tıbben bugün doktorlar ayakta su içmenin, suyun mideye doğrudan çarpmasıyla meydana getirdiği ülser gibi hastalıklardan bahsediyor. Oturarak içmek ise, yavaş yavaş mideye ulaşmasını sağlıyor"diyerek Peygamber Efendimizin hadisleri ile sünnet kavramına örnekler verdi.