Gidişini Yazdım, Gelişin Olmadı Bana
Kaç gecedir üşüyen üstü açık cesedim,
Gözlerinin ayazında teneşirde bekleyen.
Mavi kuyularında saklanan aklımda,
Hayalin beynimdeki kör noktada sabit.
Hazır kıta gözlerim tetikte,
Durakta hala seni beklemekte..
Daldıkça boğuluyorum yokluğunda,
Düşlerim dipsiz, göçebe rıhtım iskelesi.
Rüyada ellerimi bağlıyorsun arkamdan,
Yüreğimi öpüp öpüp kaçıyorsun gizlice..
Bir dur diyorum, anlatsana bana gidişini!…
Bari rüyada bile terk etmesen sen beni..
“Sus artık” dediğinde usulca kulağıma.
Senin iki dudağın kapandı sadece rüyada.
Asıl işte o zaman sana yutkundum,
Kelepçe vurdum zaten suskun olan dilime.
Dağladım ebediyen dudaklarımı gözlerinle..
Ömür boyu sustum nedensiz gidişine…
Bir susuş ki masmavi gökler hıçkırdı ,
Bense hep sana suskun kaldım ardından..
Senin gidişini yazdım ben defalarca,
Gelişin olmadı bir kere bile bana.
Gözlerime çapağı düştü ayrılığının,
Onu da silemedim, bak derdim büyüdü..
Bir güle benzeyen gölgenden kıskanırken seni,
Eridi bir beden, usulca kaydı ellerimden..
Sığamadım, yeryüzü sanki dar geldi bana,
Gelincikler küstüler hep aydınlık tarafıma..
Hicret etti işte aşkta uçtu yüreğimden.
Müstesna beldelere göçtü habersiz,
Tıpkı senin gidişin gibi benden..
Yaktım resimlerini ve mektuplarını .
Küllerini savurduğum nadaslı topraklarda,
Papatyalar ellerime dikenler batırdı..
Bendim canı acıyan be gülüm..
Sen nereden bileceksin?..
Kırmızı bir ünlem işaretinde duruyorum,
Acıyı kucaklıyorum boyumu geçen denizlerinde.
Manasız geliyor bana bu sensiz hayat,
Saatleri hep sende durduktan sonra..
Tik tak'ları acı veriyor bana zembereğin,
Sensizliğe ertelenen zamanı inan ben hiç sevmiyorum.
Artık kifâyetsiz mısralarım var, senden yoksun.
El ele tutuşmuş kelimelerim, kağıdı karalarken,
Ben yine yazıyorum gidişini, sessizce..
Gelişin olmaz artık, kırıldın bilirim bana..
COSKUN ARSLAN
__________________