ÖzLedikCe öLeceGim...
yetim bir çocuk edasıyla yaşama,
mapusluk çeken yüreğimle özgürlüğe,
kurumuş bir toprak gibi yağmura,
kanadı kırılmış güvercin gibi gökyüzüne, kırılacağım...
gökyüzü kızıla boyanacak,
yüreğim yine siyaha çalacak,
desene umutlarımı asmak için urban gerekecek,
yine herzaman ki gibi, ağlayacağım...
çeşmeler dudaklarına hasret,
kaldırım taşları adımlarına dargın,
istanbul ağlamaklı, yıldızlar yine darmadağın,
bir hırşımla sevdayla yazdığım bütün satıları, yakacağım...
feragat etmediğin yüreğim gibi,
gözlerinin feri ile aydınlanan gözlerim gibi,
gamzelerini öpmeye doyamayan dudaklarım gibi,
mevsimim gelmeden, solacağım...
kapı çalarda belki gelirsin diye yine eve koşacağım,
odamdaki resimlerinle herzaman ki gibi yine avunacağım,
belki ararsın diye telefona yine saatlerce bakacağım,
desene yine seni, özleyeceğim...
ardı arkası kesilmeyecek sigaraların,
ümüğünü sıkmak gelecek içimden yaşamın,
dert üstüne yine dert eklenecek,
bihaber gezdiğim yollarda yine sensiz, öleceğim...
önce kırılacağım,
sonra ağlayacağım,
nekadar resmin varsa geride bıraktığın yakacağım,
dirhem dirhem acı çekeçeke solacağım,
kül olmuş resimlerine bakıp seni herzaman ki gibi özleyeceğim,
ve işte ozaman öleceğim...